Türk Anaları yavrularına; anasının kucağı, babasının ocağı, hülasa eşikte, beşikte, savaşta, barışta, her devirde var ve yaşta onların kulağına "Oğuz Nesli"nin yüceliğini fısıldamışlar ve Türk Milleti'nin ebed müddet payidar olma ülküsünü ve bir yüce gayeye hizmet aşkını aşılamışlardır. Türk anasının çocuğuna verdiği bu yüksek ruh ve mukaddes bir gayeye hizmet etmek ideali sayesindedir ki; insanımız yücelmiş ve Eski Dünya Kıtalarında rakipsiz ve bir çok milletleri idare eden mümtaz bir ırk haline gelmiştir.
Gel gör ki faziletleri dünyaları dolduran bu Türk Anaları; bu yüksek ruh ve bunca şerefli hizmetlerine rağmen hala Türk tarihinin karanlık denizleri arasında boğulup kalmışlar ve bir meçhuller diyarına terk edilmişlerdir. Onların ne kandileri ne de yüce hizmetleri Türk tarihi ve millet hayatımıza henüz mal edilmemiştir.
Şimdi soruyorum! Bundan utanamsı gereken kimseler yok mudur?
Türk Anaları yavrularına; anasının kucağı, babasının ocağı, hülasa eşikte, beşikte, savaşta, barışta, her devirde var ve yaşta onların kulağına "Oğuz Nesli"nin yüceliğini fısıldamışlar ve Türk Milleti'nin ebed müddet payidar olma ülküsünü ve bir yüce gayeye hizmet aşkını aşılamışlardır. Türk anasının çocuğuna verdiği bu yüksek ruh ve mukaddes bir gayeye hizmet etmek ideali sayesindedir ki; insanımız yücelmiş ve Eski Dünya Kıtalarında rakipsiz ve bir çok milletleri idare eden mümtaz bir ırk haline gelmiştir.
Gel gör ki faziletleri dünyaları dolduran bu Türk Anaları; bu yüksek ruh ve bunca şerefli hizmetlerine rağmen hala Türk tarihinin karanlık denizleri arasında boğulup kalmışlar ve bir meçhuller diyarına terk edilmişlerdir. Onların ne kandileri ne de yüce hizmetleri Türk tarihi ve millet hayatımıza henüz mal edilmemiştir.
Şimdi soruyorum! Bundan utanamsı gereken kimseler yok mudur?