Osmanlı hukuk sitemi şer'i ve örfi olmak üzere iki esas üzerine kurulmuştur. Türk- İslam devlet geleneğinin devamı olan bu hukuki düzen, devletin mutlak yöneticisi olan padişaha şer'i hukukun dışında kalan örfi sahada kanun yapma yetkisi tanımışsa da, hiçbir zaman sınırsız yasama hakkı vermemiştir.
Bunun nedeni, oluşturulan kanunların hukuka uygunluğunun denetlenmesinin adaletin temel ilkelerinden biri olmasıdır.
Bu noktada şeyhülislamlık kurumu, bir İslam devleti olan Osmanlı'nın hem yönetim mekanizmasında çıkarılan yasaların dine uygunluğunu belirlemede hem de Müslümanların dini problemlerini çözmede en üst merci olarak kabul edilmiştir.
Mecmuaları, fikirleri ve hayır eserleriyle ilmi, mimari ve sosyal hayata büyük hizmetleri geçen şeyhülislamlar hakkında hazırlanmış bu çalışma; mezarları aile hazireleri ve eserlerine ilişkin çok sayıda çok sayıda görselde içermektedir.
Osmanlı hukuk sitemi şer'i ve örfi olmak üzere iki esas üzerine kurulmuştur. Türk- İslam devlet geleneğinin devamı olan bu hukuki düzen, devletin mutlak yöneticisi olan padişaha şer'i hukukun dışında kalan örfi sahada kanun yapma yetkisi tanımışsa da, hiçbir zaman sınırsız yasama hakkı vermemiştir.
Bunun nedeni, oluşturulan kanunların hukuka uygunluğunun denetlenmesinin adaletin temel ilkelerinden biri olmasıdır.
Bu noktada şeyhülislamlık kurumu, bir İslam devleti olan Osmanlı'nın hem yönetim mekanizmasında çıkarılan yasaların dine uygunluğunu belirlemede hem de Müslümanların dini problemlerini çözmede en üst merci olarak kabul edilmiştir.
Mecmuaları, fikirleri ve hayır eserleriyle ilmi, mimari ve sosyal hayata büyük hizmetleri geçen şeyhülislamlar hakkında hazırlanmış bu çalışma; mezarları aile hazireleri ve eserlerine ilişkin çok sayıda çok sayıda görselde içermektedir.