Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türk Kadınının Kısa Tarihi Osmanlı'nın Beylik döneminden Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar olan bir zaman diliminde kadının serüvenine yer veriyor.
Kimi elinde kalemiyle, kimi at üstünde silahıyla, kimi sırtında cephaneyle vatanını kurtarmak için çırpınan kadınları görecek ve vatanın kurtuluşunda ve kuruluşunda kadının oynadığı rolün önemini fark edeceksiniz.
“Hatun” diye anılan Türk kadınının “saçı uzun aklı kısa” diye anılmaya nasıl başlandığına ve kadının buna başkaldırısına dikkat çekiyor.
Yazar bu kitapta, titiz bir araştırma ve geniş bir kaynak taraması sonucunda ulaştığı bilgileri kronolojik bir anlatımla okuyucuya sunuyor, yalın bir dille kadının tutuculuğa ve toplum dışına itilmeye karşı direnişini anlatıyor,
eli kalem tutan kadınlara ve örgütlenme deneyimlerine değiniyor.
Kadınların çıkardıkları gazetelerde yazdıklarını ve Şükufe Nihal'in
“Biz bu belalara, felaketlere niçin düştük biliyor musunuz? Sustuk da ondan, haksızlıklara, zulme karşı isyan etmedik, sükut ettik” özeleştirisini bulacaksınız.
Birinci Dünya Savaşı sonunda ülkeyi işgale gelen düşmana karşı, iktidardakilerin cesaretsizlik göstermesi üzerine “milli hukukumuzu ve ismetimizi muhafaza edecek hükümet ve erkek yoksa biz varız” diyerek öne atılan ve “ya istiklal ya ölüm” parolasıyla işgale direnen kadınların varlığına tanık olacaksınız.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türk Kadınının Kısa Tarihi Osmanlı'nın Beylik döneminden Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar olan bir zaman diliminde kadının serüvenine yer veriyor.
Kimi elinde kalemiyle, kimi at üstünde silahıyla, kimi sırtında cephaneyle vatanını kurtarmak için çırpınan kadınları görecek ve vatanın kurtuluşunda ve kuruluşunda kadının oynadığı rolün önemini fark edeceksiniz.
“Hatun” diye anılan Türk kadınının “saçı uzun aklı kısa” diye anılmaya nasıl başlandığına ve kadının buna başkaldırısına dikkat çekiyor.
Yazar bu kitapta, titiz bir araştırma ve geniş bir kaynak taraması sonucunda ulaştığı bilgileri kronolojik bir anlatımla okuyucuya sunuyor, yalın bir dille kadının tutuculuğa ve toplum dışına itilmeye karşı direnişini anlatıyor,
eli kalem tutan kadınlara ve örgütlenme deneyimlerine değiniyor.
Kadınların çıkardıkları gazetelerde yazdıklarını ve Şükufe Nihal'in
“Biz bu belalara, felaketlere niçin düştük biliyor musunuz? Sustuk da ondan, haksızlıklara, zulme karşı isyan etmedik, sükut ettik” özeleştirisini bulacaksınız.
Birinci Dünya Savaşı sonunda ülkeyi işgale gelen düşmana karşı, iktidardakilerin cesaretsizlik göstermesi üzerine “milli hukukumuzu ve ismetimizi muhafaza edecek hükümet ve erkek yoksa biz varız” diyerek öne atılan ve “ya istiklal ya ölüm” parolasıyla işgale direnen kadınların varlığına tanık olacaksınız.