Birçok ortak özelliği ve menfaati bulunan iki milletin, Türkler ve Arapların birliktelikleri zorunludur. 19. Yüzyılın sonu ve 20. Yüzyılın ilk çeyreği, uzunca bir ortak geçmişe sahip olan bu iki milletin hafızalarında üzücü hatıraların yaşandığı bir dönem olarak tarihe geçmiştir. Yaşanan iç ve dış gelişmelerin sonucunda Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan tehcir olayı, üzerinde ajite edici tartışmaların sürdürüldüğü bir konudur.
Hükümetin sertlik yanlısı bu uygulamaları Şerif Hüseyin İsyanının sebebi olarak göstermek de tarihi gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Bu uygulamalar isyanın bir sebebi olmaktan öte, olsa olsa kırgınlıklar nedeniyle bir kısım halkın isyancılara meyletmesi sonucunu doğurmuştur. Bu durum da isyanın bir sebebi değil, ancak isyanın büyümesinin etkenlerinden birisi olabilir. Netice olarak, genel anlamda İttihat ve Terakki Hükümetinin ve daha özelde ise Cemal Paşanın tehcir uygulamaları, kısa vadede fayda sağlamış gibi görünse de uzun vadede olumsuz gelişmelerin yaşanmasına zemin hazırlamıştır.
Yönetimin caydırıcı güç kullanarak itaat sağlamak istemesi oiarak değerlendirilebilecek bu uygulama, tam tersine tedhit ve yıldırma şeklinde propagandalara sebep olmuştur. Hem idam edilenlerin ve hem de tehcir edilenlerin sayısının abartılması, devlete karşı hareketi haklı gösterme amacına yönelik propagandadan ibaret kalmaktadır. Ancak tehcir sırasında yalanan suiistimalleri ve aksaklıkları yönetimin hatası olarak görmek ve gelecekte yaşanması muhtemel benzer olayları önlemek açısından bu hatalardan ders çıkarmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Birçok ortak özelliği ve menfaati bulunan iki milletin, Türkler ve Arapların birliktelikleri zorunludur. 19. Yüzyılın sonu ve 20. Yüzyılın ilk çeyreği, uzunca bir ortak geçmişe sahip olan bu iki milletin hafızalarında üzücü hatıraların yaşandığı bir dönem olarak tarihe geçmiştir. Yaşanan iç ve dış gelişmelerin sonucunda Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan tehcir olayı, üzerinde ajite edici tartışmaların sürdürüldüğü bir konudur.
Hükümetin sertlik yanlısı bu uygulamaları Şerif Hüseyin İsyanının sebebi olarak göstermek de tarihi gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Bu uygulamalar isyanın bir sebebi olmaktan öte, olsa olsa kırgınlıklar nedeniyle bir kısım halkın isyancılara meyletmesi sonucunu doğurmuştur. Bu durum da isyanın bir sebebi değil, ancak isyanın büyümesinin etkenlerinden birisi olabilir. Netice olarak, genel anlamda İttihat ve Terakki Hükümetinin ve daha özelde ise Cemal Paşanın tehcir uygulamaları, kısa vadede fayda sağlamış gibi görünse de uzun vadede olumsuz gelişmelerin yaşanmasına zemin hazırlamıştır.
Yönetimin caydırıcı güç kullanarak itaat sağlamak istemesi oiarak değerlendirilebilecek bu uygulama, tam tersine tedhit ve yıldırma şeklinde propagandalara sebep olmuştur. Hem idam edilenlerin ve hem de tehcir edilenlerin sayısının abartılması, devlete karşı hareketi haklı gösterme amacına yönelik propagandadan ibaret kalmaktadır. Ancak tehcir sırasında yalanan suiistimalleri ve aksaklıkları yönetimin hatası olarak görmek ve gelecekte yaşanması muhtemel benzer olayları önlemek açısından bu hatalardan ders çıkarmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır.