“Bu kitap Stalinist çevreden çıkmış gelmiş geçmiş en heyecan verici, en etkileyici ve birçok yönden en aydınlatıcı otobiyografi olma özelliğini taşıyor.”
Pavel Sudoplatov Sovyet gizli servisindeki kariyeri boyunca 20. yüzyılın dünya siyasetine damgasını vuran birçok olayın sadece gizli tanığı olmakla kalmayıp Troçki suikastı, Nazilerle savaş, Batı'daki casus şebekeleri ve ilk Sovyet atom bombasının inşası da dahil birçok alanda etkin görevler yürüten üst rütbeli bir istihbarat subayıydı. Onun anıları önemli bir tarihsel dönemin inşasına yaptığı katkılarla tarihsel bir metin olma özelliğini hiç yitirmedi.
Bu kitapta Sovyet gizli servislerinin işleyişine içerden bir bakışın yanında Sovyet liderliği ve parti mekanizması içindeki sık sık tasfiyelerle sonuçlanan güç ilişkilerini ve iktidarını sağlamlaştırmak isteyen Stalin'in bu tasfiyeleri nasıl bir devlet politikasına dönüştürdüğünü görüyoruz. Sovyet sosyalizminin inşasına dönük bu bakış bir iç hesaplaşmadan ziyade olaylarla kişileri bir araya getiren ve birini anlamak için dönüp diğerine bakmamızı isteyen tarihsel bir anlatı ortaya koyuyor. Stalin'den Stalinizme giden yola ışık tutmaya çalışan bir bakış bu.
“Bu kitap Stalinist çevreden çıkmış gelmiş geçmiş en heyecan verici, en etkileyici ve birçok yönden en aydınlatıcı otobiyografi olma özelliğini taşıyor.”
Pavel Sudoplatov Sovyet gizli servisindeki kariyeri boyunca 20. yüzyılın dünya siyasetine damgasını vuran birçok olayın sadece gizli tanığı olmakla kalmayıp Troçki suikastı, Nazilerle savaş, Batı'daki casus şebekeleri ve ilk Sovyet atom bombasının inşası da dahil birçok alanda etkin görevler yürüten üst rütbeli bir istihbarat subayıydı. Onun anıları önemli bir tarihsel dönemin inşasına yaptığı katkılarla tarihsel bir metin olma özelliğini hiç yitirmedi.
Bu kitapta Sovyet gizli servislerinin işleyişine içerden bir bakışın yanında Sovyet liderliği ve parti mekanizması içindeki sık sık tasfiyelerle sonuçlanan güç ilişkilerini ve iktidarını sağlamlaştırmak isteyen Stalin'in bu tasfiyeleri nasıl bir devlet politikasına dönüştürdüğünü görüyoruz. Sovyet sosyalizminin inşasına dönük bu bakış bir iç hesaplaşmadan ziyade olaylarla kişileri bir araya getiren ve birini anlamak için dönüp diğerine bakmamızı isteyen tarihsel bir anlatı ortaya koyuyor. Stalin'den Stalinizme giden yola ışık tutmaya çalışan bir bakış bu.