"İktisat, liberteryen için çok sayıda veri (girdi) sağlamada yardımcı olur fakat asla siyaset felsefesi tesis edemez. Siyasî hükümler, esasta değer hükümleridir; dolayısıyla siyaset felsefesi etiğin bizzat kendisidir. Dolayısıyla pozitif bir etik sistem, bireysel özgürlük şartlarını tesis etmek üzere oluşturulmalıdır." Uslanmaz bir anarşist ve laissez-fairci bir iktisatçı olarak liberteryen felsefeye yeri doldurulmaz katkılarda bulunan Murray N. Rothbard'ın çok yönlü bir düşünür olduğunun ispatıdır, Özgürlüğün Etiği. Rothbard bu eserinde Herbert Spencer'dan beri özgürlüğün sistemli ve doyurucu bir teorisinin yapılmadığını şaşırarak tespit etmekte ve bu açığı kapatma iddiasıyla doğal hukuk teorisine dayalı liberteryen bir hukuk sisteminin ana hatlarını çizme gayretine girişmektedir. Okuyucu, Rothbard'ın özel mülkiyetin en büyük düşmanı olarak gördüğü devlete yönelik yıkıcı eleştirilerinin yanında, 20. Yüzyıl'ın önemli liberal teorisyenlerinden olan Mises, Hayek, Nozick ve Berlin'in özgülük anlayışlarının da ince bir sorguya çekildiğini görecektir.
"İktisat, liberteryen için çok sayıda veri (girdi) sağlamada yardımcı olur fakat asla siyaset felsefesi tesis edemez. Siyasî hükümler, esasta değer hükümleridir; dolayısıyla siyaset felsefesi etiğin bizzat kendisidir. Dolayısıyla pozitif bir etik sistem, bireysel özgürlük şartlarını tesis etmek üzere oluşturulmalıdır." Uslanmaz bir anarşist ve laissez-fairci bir iktisatçı olarak liberteryen felsefeye yeri doldurulmaz katkılarda bulunan Murray N. Rothbard'ın çok yönlü bir düşünür olduğunun ispatıdır, Özgürlüğün Etiği. Rothbard bu eserinde Herbert Spencer'dan beri özgürlüğün sistemli ve doyurucu bir teorisinin yapılmadığını şaşırarak tespit etmekte ve bu açığı kapatma iddiasıyla doğal hukuk teorisine dayalı liberteryen bir hukuk sisteminin ana hatlarını çizme gayretine girişmektedir. Okuyucu, Rothbard'ın özel mülkiyetin en büyük düşmanı olarak gördüğü devlete yönelik yıkıcı eleştirilerinin yanında, 20. Yüzyıl'ın önemli liberal teorisyenlerinden olan Mises, Hayek, Nozick ve Berlin'in özgülük anlayışlarının da ince bir sorguya çekildiğini görecektir.