Özlem'e Mektup

Stok Kodu:
9786054910816
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
272
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
9786054910816
598285
Özlem'e Mektup
Özlem'e Mektup
20.00

Terk etmenin hazzı acısında gizlidir...

Kızgınlık gürültülüydü, kırgınlık ise sessiz. Biri şehirler gibiydi, diğeri dağlar. Her insan ya şehir, ya da dağ gibiydi. Ya kuru kalabalıkta yalnızlaşan, ya da ıssızlığın ortasında kendini bulan. Bu kaçıncı terk edişti kim bilir? Bu kaçıncı geri dönmeyiş? Dokunduğu hayatlarda bıraktığı izler miydi O'nu canlı tutan? Yoksa dokundukça yaralandığı, yaralandıkça yaraladığı yürekler mi?

Kim bilir kaç ayrı sevgilide bir parça bırakmışlardı? Kaç ayrı sevgilinin bir parçasını taşıyorlardı içlerinde? Kimileri hatırlanmaya değmeyecek kadar iz bile bırakamadan çekip giderken, kimileri asla unutulmayacak kadar derin izler açarak giderler gömüldüğü yüreklerden.

Yaşam labirentinde, tünelin ucuna bırakılan peyniri bulmaya çalışan deney farelerinden daha kötü durumdaydı insanlar. Farele- rin bir amacı vardı. İnsanlar ise, neyi aradıklarını bilselerdi, tünelin ucundaki peyniri bulmaya çalışan deney farelerinden farkları kalır mıydı? Bu yüzden değil miydi, derinliğini ve büyüklüğünü bilmedikleri bir gölün üzerinde, kendine benzeyenlerle aynı yaşamı sürdüren nilüferlere benzemesi insanların. Yaşadıklarını değil, yaşamadıklarını fark ettikleri zamanlarda.

Terk etmenin hazzı acısında gizlidir...

Kızgınlık gürültülüydü, kırgınlık ise sessiz. Biri şehirler gibiydi, diğeri dağlar. Her insan ya şehir, ya da dağ gibiydi. Ya kuru kalabalıkta yalnızlaşan, ya da ıssızlığın ortasında kendini bulan. Bu kaçıncı terk edişti kim bilir? Bu kaçıncı geri dönmeyiş? Dokunduğu hayatlarda bıraktığı izler miydi O'nu canlı tutan? Yoksa dokundukça yaralandığı, yaralandıkça yaraladığı yürekler mi?

Kim bilir kaç ayrı sevgilide bir parça bırakmışlardı? Kaç ayrı sevgilinin bir parçasını taşıyorlardı içlerinde? Kimileri hatırlanmaya değmeyecek kadar iz bile bırakamadan çekip giderken, kimileri asla unutulmayacak kadar derin izler açarak giderler gömüldüğü yüreklerden.

Yaşam labirentinde, tünelin ucuna bırakılan peyniri bulmaya çalışan deney farelerinden daha kötü durumdaydı insanlar. Farele- rin bir amacı vardı. İnsanlar ise, neyi aradıklarını bilselerdi, tünelin ucundaki peyniri bulmaya çalışan deney farelerinden farkları kalır mıydı? Bu yüzden değil miydi, derinliğini ve büyüklüğünü bilmedikleri bir gölün üzerinde, kendine benzeyenlerle aynı yaşamı sürdüren nilüferlere benzemesi insanların. Yaşadıklarını değil, yaşamadıklarını fark ettikleri zamanlarda.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat