"Paganizm, öncelikle Hıristiyanlığın tam karşıtıdır; ve rahatsız edici gücünü, belki de kalıcılığını tam da buna borçludur. Değişik kipliklerinde, Hıristiyanlıktan ve onun değişik versiyonlarından en az üç noktada ayrılır. Düalist değildir ve ne ruhu bedenin ne de inancı bilginin karşısına koyar. Bireysel ve toplumsal yaşamın rastlantılarının yansıttığı güç ve anlam ilişkilerine dışsal bir kural olarak ahlak tahsis etmez. Biyolojik düzen ile toplumsal düzen arasında, bir yandan bireysel yaşamın, içinde bulunduğu topluluğa zıtlığını göreceli hale getiren, diğer yandan da her bireysel ya da toplumsal sorunu bir okuma sorunu haline getirme eğiliminde olan bir bağı ilke edinir; tüm olayların bir işaret olduğunu ve tüm işaretlerin bir anlamı olduğunu ileri sürer. Kurtuluş, aşkınlık ve gizem ona temelden yabancı şeylerdir. Bunun sonucu olarak, yeniliği ilgiyle ve hoşgörüyle karşılar; tanrıların listesini uzatmaya her zaman hazırdır, sentezden değil eklemeden ve münavebeden anlar. Bu kuşkusuz Hıristiyan misyonerliği (prosélytisme) yüzünden yanlış anlaşılmasının en derin ve en kalıcı nedenidir; kendi adına asla bir misyonerlik pratiği yoktur."
"Paganizm, öncelikle Hıristiyanlığın tam karşıtıdır; ve rahatsız edici gücünü, belki de kalıcılığını tam da buna borçludur. Değişik kipliklerinde, Hıristiyanlıktan ve onun değişik versiyonlarından en az üç noktada ayrılır. Düalist değildir ve ne ruhu bedenin ne de inancı bilginin karşısına koyar. Bireysel ve toplumsal yaşamın rastlantılarının yansıttığı güç ve anlam ilişkilerine dışsal bir kural olarak ahlak tahsis etmez. Biyolojik düzen ile toplumsal düzen arasında, bir yandan bireysel yaşamın, içinde bulunduğu topluluğa zıtlığını göreceli hale getiren, diğer yandan da her bireysel ya da toplumsal sorunu bir okuma sorunu haline getirme eğiliminde olan bir bağı ilke edinir; tüm olayların bir işaret olduğunu ve tüm işaretlerin bir anlamı olduğunu ileri sürer. Kurtuluş, aşkınlık ve gizem ona temelden yabancı şeylerdir. Bunun sonucu olarak, yeniliği ilgiyle ve hoşgörüyle karşılar; tanrıların listesini uzatmaya her zaman hazırdır, sentezden değil eklemeden ve münavebeden anlar. Bu kuşkusuz Hıristiyan misyonerliği (prosélytisme) yüzünden yanlış anlaşılmasının en derin ve en kalıcı nedenidir; kendi adına asla bir misyonerlik pratiği yoktur."