Ocak 2007‘de Mesele‘yi çıkarmaya başlarken, aklımızdaki fikri şöyle ifade etmiştik: "Bu bir kitap dergisi. Adından belli, meselesi olan bir dergi. Meselesi, kitaplar ve yazarlar üzerinden, kitabı bahane ve vesile ederek sürdürmeye çalışacağımız, ‘akıl yoran zihin‘in ezeli ve ebedi derdi olan ‘anlama serüveni‘ne kendi meşrebimizce bir köşeden dahil olmak." Aradan bir yıl geçti ve Şubat 2007 sayımızda Ahmet Oktay‘la yaptığımız ilk konuşmadan itibaren, dünyanın ve Türkiye‘nin asli meselelerini irdelemek üzere, her konuda derinlemesine bilgi sahibi ve iyi bir yordamı olduğuna inandığımız kişilerin kapısını çaldık; merak ettiğimiz, kökenini aradığımız, içyüzünü öğrenmek istediğimiz soruları her alanın ve disiplinin âlimlerine sormak istedik. Yöntem olarak da daha çok, görüştüğümüz kişilerdeki engin birikimden feyz almayı verimli saydık. İşte bu derlemede topladığımız metinler, derginin vitrinini oluşturan ana röportajların, edebiyat, siyaset ve kültür söyleşileri şeklinde bölümlenerek kitaplaştırılmış halidir.
Ocak 2007‘de Mesele‘yi çıkarmaya başlarken, aklımızdaki fikri şöyle ifade etmiştik: "Bu bir kitap dergisi. Adından belli, meselesi olan bir dergi. Meselesi, kitaplar ve yazarlar üzerinden, kitabı bahane ve vesile ederek sürdürmeye çalışacağımız, ‘akıl yoran zihin‘in ezeli ve ebedi derdi olan ‘anlama serüveni‘ne kendi meşrebimizce bir köşeden dahil olmak." Aradan bir yıl geçti ve Şubat 2007 sayımızda Ahmet Oktay‘la yaptığımız ilk konuşmadan itibaren, dünyanın ve Türkiye‘nin asli meselelerini irdelemek üzere, her konuda derinlemesine bilgi sahibi ve iyi bir yordamı olduğuna inandığımız kişilerin kapısını çaldık; merak ettiğimiz, kökenini aradığımız, içyüzünü öğrenmek istediğimiz soruları her alanın ve disiplinin âlimlerine sormak istedik. Yöntem olarak da daha çok, görüştüğümüz kişilerdeki engin birikimden feyz almayı verimli saydık. İşte bu derlemede topladığımız metinler, derginin vitrinini oluşturan ana röportajların, edebiyat, siyaset ve kültür söyleşileri şeklinde bölümlenerek kitaplaştırılmış halidir.