Pek çoğumuz, kendine itiraf edemese bile, ortaya çıkmak için fırsat kollayan bir ruhsal bozukluğu olduğuna inanır. Kimi kötü ruhlu ikizinin şerrinden korkar, kiminin penisi çalınacak diye ödü kopar. Kimi annesinin gizli bir robot olduğundan şüphelenirken, kimi güne Fransız aksanıyla başlar. Bazıları akşam yemeğini İngiltere kraliçesiyle yediğine yemin ederken, bazıları çoktan ölmüş olduğuna yürekten inanır. Bazısı elma tadındaki perdelerin masmavi bir Çarşambaya çok yakıştığını düşünürken, bazısı ilgi görebilmek için kolunu kesmeyi göze alır. Bazılarının ruhu bedenine sığmazken, bazılarının elleri arabaya sığmayacak kadar kocamandır. Sadece o kadar mı? Peki ya fırından yeni çıkmış nefis bir turta yerine tebeşir yemeyi tercih eden Pikalar? Ya da karısını lezzetli bir biftek gibi gören Windigolar? Paranoyak kitabı, en yersiz obsesyonlardan en imansız psikozlara kadar, nedenleri ve tedavi önerileriyle, birbirinden tuhaf 45 ruhsal bozukluğu tanıtıyor. Aslında "İç Ses"lere bakacak olursanız, her hastalık kendini anlatıyor. Dünyaca ünlü tıp yayıncısı Elsevier'in editörü, aynı zamanda mizah yazarı ve komedyen Dennis DiClaudio, aynadan her gün size bakan hergelenin çok da kötü niyetli olmadığını, herkesin herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, herhangi biri olabileceğini söylüyor. Hem zaten Nabokov A harfinin "yıllanmış tahta renginde" olduğunu söylüyorsa, köşe yazarı Ja'far Abbas penis - eritici robot tarağına karşı okurlarını uyarıyorsa, insanlar seçimlerde kitleler halinde folie a plusieurs (çoklu çılgınlık) yaşıyorsa, korkacak bir şey yok. Niye mi? Çünkü "hayat kaygısız geçirilmeyecek denli kısa".
Pek çoğumuz, kendine itiraf edemese bile, ortaya çıkmak için fırsat kollayan bir ruhsal bozukluğu olduğuna inanır. Kimi kötü ruhlu ikizinin şerrinden korkar, kiminin penisi çalınacak diye ödü kopar. Kimi annesinin gizli bir robot olduğundan şüphelenirken, kimi güne Fransız aksanıyla başlar. Bazıları akşam yemeğini İngiltere kraliçesiyle yediğine yemin ederken, bazıları çoktan ölmüş olduğuna yürekten inanır. Bazısı elma tadındaki perdelerin masmavi bir Çarşambaya çok yakıştığını düşünürken, bazısı ilgi görebilmek için kolunu kesmeyi göze alır. Bazılarının ruhu bedenine sığmazken, bazılarının elleri arabaya sığmayacak kadar kocamandır. Sadece o kadar mı? Peki ya fırından yeni çıkmış nefis bir turta yerine tebeşir yemeyi tercih eden Pikalar? Ya da karısını lezzetli bir biftek gibi gören Windigolar? Paranoyak kitabı, en yersiz obsesyonlardan en imansız psikozlara kadar, nedenleri ve tedavi önerileriyle, birbirinden tuhaf 45 ruhsal bozukluğu tanıtıyor. Aslında "İç Ses"lere bakacak olursanız, her hastalık kendini anlatıyor. Dünyaca ünlü tıp yayıncısı Elsevier'in editörü, aynı zamanda mizah yazarı ve komedyen Dennis DiClaudio, aynadan her gün size bakan hergelenin çok da kötü niyetli olmadığını, herkesin herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, herhangi biri olabileceğini söylüyor. Hem zaten Nabokov A harfinin "yıllanmış tahta renginde" olduğunu söylüyorsa, köşe yazarı Ja'far Abbas penis - eritici robot tarağına karşı okurlarını uyarıyorsa, insanlar seçimlerde kitleler halinde folie a plusieurs (çoklu çılgınlık) yaşıyorsa, korkacak bir şey yok. Niye mi? Çünkü "hayat kaygısız geçirilmeyecek denli kısa".