Fiyat istikrarı, finansal istikrar, enflasyon, faiz haddi, döviz kuru, üretimin düzeyi ile potansiyel düzeyi arasındaki ve işsizliğin düzeyi ile doğal işsizlik düzeyi arasındaki farklar; bunların hepsiyle para politikasının şu ya da bu biçimde ilişkisi var. Dolayısıyla merkez bankaları ekonomik birimleri yakından ilgilendiren çok önemli değişkenleri etkiliyorlar. Elinizdeki kitapta önce bu önemli ilişkiler inceleniyor.
Daha sonra şu sorulara yanıtlar aranıyor: Merkez bankalarının amaçları ne olmalı? Bu amaçlara ulaşmak için kullanabilecekleri araçlar neler? Bu araçları kullanmalarını etkileyen ne gibi unsurlar olabilir? Maliye politikası ile para politikası arasındaki etkileşim hangi kanallardan gerçekleşiyor? Finansal sistemdeki kırılganlıklar para politikasını nasıl kısıtlar? Merkez bankaları amaçlarına ulaşmaya çalışırken nasıl bir kurumsal yapı altında araçlarını kullanacaklar? Kurumsal yapının önemi ne? Para politikası tek başına bu amaçlara ulaşabilir mi? Ülkeleri derinden sarsan krizlerle para politikası arasında ne gibi ilişkiler var?
Elbette sözü edilen konuları ele alan ve bu soruları yanıtlayan başka kitaplar da var. Peki, neden parasal iktisat konusunda bir başka kitap daha?
Parasal iktisat alanında yazılmış çoğu ders kitabı, para politikasının para arzının değiştirilerek yürütüldüğü temel varsayımından yola çıkıyor. Oysa çağdaş merkez bankaları para arzını değil de kısa vadeli faiz haddini değiştirerek para politikasını yürütüyorlar. Bu kitap öncelikle bu olguyu dikkate alıyor.
Türkiye'de okutulan İngilizce yazılmış yabancı kitaplarda Türkiye gibi gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin kendilerine has sorunları ya hiç yer almıyor ya da bunlara şöyle bir değinilip geçiliyor. Oysa iktisat yazınında bu alanda yapılmış çok önemli çalışmalar var. Bu katkıları dikkate alan bir yaklaşım gerekiyor.
Yabancı kitaplarda para politikası uygulamaları anlatılırken ve merkez bankalarının kurumsal özellikleri tartışılırken ağırlıklı olarak ABD Merkez Bankasının veya Avrupa Merkez Bankasının uygulamaları ve kurumsal özellikleri ele alınıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının uygulamalarını ve politikalarını da öğrenmeli öğrenciler. Yurtdışında yazılan kitaplarda Türkiye'ye ilişkin veriler yer almıyor. Yurtiçinde yazılan kitaplarda ise bu verilere genellikle yeteri kadar ağırlık verilmiyor. Hem parasal iktisadın hem de Türkiye'de olan bitenin anlaşılması açısından Türkiye'nin makroekonomik verilerine özel bir ağırlık veren bir kitaba gereksinim var. Bu kitap, verileri gözler önüne sermeye ve o verilerin neden öyle oluştuklarını tartışmaya çalışıyor.
Fiyat istikrarı, finansal istikrar, enflasyon, faiz haddi, döviz kuru, üretimin düzeyi ile potansiyel düzeyi arasındaki ve işsizliğin düzeyi ile doğal işsizlik düzeyi arasındaki farklar; bunların hepsiyle para politikasının şu ya da bu biçimde ilişkisi var. Dolayısıyla merkez bankaları ekonomik birimleri yakından ilgilendiren çok önemli değişkenleri etkiliyorlar. Elinizdeki kitapta önce bu önemli ilişkiler inceleniyor.
Daha sonra şu sorulara yanıtlar aranıyor: Merkez bankalarının amaçları ne olmalı? Bu amaçlara ulaşmak için kullanabilecekleri araçlar neler? Bu araçları kullanmalarını etkileyen ne gibi unsurlar olabilir? Maliye politikası ile para politikası arasındaki etkileşim hangi kanallardan gerçekleşiyor? Finansal sistemdeki kırılganlıklar para politikasını nasıl kısıtlar? Merkez bankaları amaçlarına ulaşmaya çalışırken nasıl bir kurumsal yapı altında araçlarını kullanacaklar? Kurumsal yapının önemi ne? Para politikası tek başına bu amaçlara ulaşabilir mi? Ülkeleri derinden sarsan krizlerle para politikası arasında ne gibi ilişkiler var?
Elbette sözü edilen konuları ele alan ve bu soruları yanıtlayan başka kitaplar da var. Peki, neden parasal iktisat konusunda bir başka kitap daha?
Parasal iktisat alanında yazılmış çoğu ders kitabı, para politikasının para arzının değiştirilerek yürütüldüğü temel varsayımından yola çıkıyor. Oysa çağdaş merkez bankaları para arzını değil de kısa vadeli faiz haddini değiştirerek para politikasını yürütüyorlar. Bu kitap öncelikle bu olguyu dikkate alıyor.
Türkiye'de okutulan İngilizce yazılmış yabancı kitaplarda Türkiye gibi gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin kendilerine has sorunları ya hiç yer almıyor ya da bunlara şöyle bir değinilip geçiliyor. Oysa iktisat yazınında bu alanda yapılmış çok önemli çalışmalar var. Bu katkıları dikkate alan bir yaklaşım gerekiyor.
Yabancı kitaplarda para politikası uygulamaları anlatılırken ve merkez bankalarının kurumsal özellikleri tartışılırken ağırlıklı olarak ABD Merkez Bankasının veya Avrupa Merkez Bankasının uygulamaları ve kurumsal özellikleri ele alınıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının uygulamalarını ve politikalarını da öğrenmeli öğrenciler. Yurtdışında yazılan kitaplarda Türkiye'ye ilişkin veriler yer almıyor. Yurtiçinde yazılan kitaplarda ise bu verilere genellikle yeteri kadar ağırlık verilmiyor. Hem parasal iktisadın hem de Türkiye'de olan bitenin anlaşılması açısından Türkiye'nin makroekonomik verilerine özel bir ağırlık veren bir kitaba gereksinim var. Bu kitap, verileri gözler önüne sermeye ve o verilerin neden öyle oluştuklarını tartışmaya çalışıyor.