İkinci El
Tahmin edilemez, unutulmaz ve son derece sevimli bir roman kahramanı olarak Samantha Sweeting, Pasaklı Tanrıça kodlu ilk macerasında tüm romantizmi ve komedisiyle sizlerle buluşmaya hazır. Samantha, Londra‘da çalışan bir üst düzey avukat. Günün her saati iş başında, ev hayatı yok, tek düşündüğü şirkete ortak olabilmek. Üzerindeki baskı ve adrenalin onu fena halde coşturuyor. Ta ki bir gün, ...bir hata yapana kadar. Öyle büyük bir hata ki bu, kariyeri mahvolabilir. Tamamen aklını kaçırıp Londra‘daki ofisinden çıkıyor, bir trene binip hiç bilmediği bir yere gidiyor. Yol sormak için büyük, güzel bir evin kapısını çalınca iş görüşmesine geldiği zannediliyor ve o evde hizmetli olarak çalışması teklif ediliyor. Tabii ki bu evli çift ev işlerini halletmesi için bir avukatı işe aldığından habersiz. Fakat düşünün ki Samantha fırının nasıl çalıştırılacağını bile bilmiyor. Felaketler birbirini kovalıyor. Samantha çamaşır makinesiyle, ütü masasıyla , deterjanlarla müthiş bir savaş verirken; büyük şeflere özel yemekler pişirmeye kalkışırken tam bir kaos yaşanıyor. İyi de acaba işverenleri evdeki hizmetlinin başarılı bir avukat olduğunu öğrenebilecek mi? Eski hayatı Samantha‘nın yakasını bırakacak mı? Bırakmasa bile, Samantha geri dönmek isteyecek mi? Göreceğiz! "Adım Samantha. Yirmi dokuz yaşındayım. Hayatımda hiç yemek pişirmedim. Yer silmedim. Toz almadım. Düğme falan da dikemem. Yapmayı bildiğim tek şey kontratları yeniden düzenlemek ve müvekkilimi milyonlarca pound kâr ettirmek." Pasaklı Tanrıça, hayatı biraz daha ağırdan alması gereken genç bir kızın hikâyesi. Ki bu kızın artık kendini bulması, en önemlisi aşkı bulması gerekiyor. Ve elbette ki sözü edilen bu kızın, bir kenarda öylece durmasına alışkın olduğu ütü masasının ne işe yaradığını da artık uygulamalı olarak öğrenmesi gerekiyor.
İkinci El
Tahmin edilemez, unutulmaz ve son derece sevimli bir roman kahramanı olarak Samantha Sweeting, Pasaklı Tanrıça kodlu ilk macerasında tüm romantizmi ve komedisiyle sizlerle buluşmaya hazır. Samantha, Londra‘da çalışan bir üst düzey avukat. Günün her saati iş başında, ev hayatı yok, tek düşündüğü şirkete ortak olabilmek. Üzerindeki baskı ve adrenalin onu fena halde coşturuyor. Ta ki bir gün, ...bir hata yapana kadar. Öyle büyük bir hata ki bu, kariyeri mahvolabilir. Tamamen aklını kaçırıp Londra‘daki ofisinden çıkıyor, bir trene binip hiç bilmediği bir yere gidiyor. Yol sormak için büyük, güzel bir evin kapısını çalınca iş görüşmesine geldiği zannediliyor ve o evde hizmetli olarak çalışması teklif ediliyor. Tabii ki bu evli çift ev işlerini halletmesi için bir avukatı işe aldığından habersiz. Fakat düşünün ki Samantha fırının nasıl çalıştırılacağını bile bilmiyor. Felaketler birbirini kovalıyor. Samantha çamaşır makinesiyle, ütü masasıyla , deterjanlarla müthiş bir savaş verirken; büyük şeflere özel yemekler pişirmeye kalkışırken tam bir kaos yaşanıyor. İyi de acaba işverenleri evdeki hizmetlinin başarılı bir avukat olduğunu öğrenebilecek mi? Eski hayatı Samantha‘nın yakasını bırakacak mı? Bırakmasa bile, Samantha geri dönmek isteyecek mi? Göreceğiz! "Adım Samantha. Yirmi dokuz yaşındayım. Hayatımda hiç yemek pişirmedim. Yer silmedim. Toz almadım. Düğme falan da dikemem. Yapmayı bildiğim tek şey kontratları yeniden düzenlemek ve müvekkilimi milyonlarca pound kâr ettirmek." Pasaklı Tanrıça, hayatı biraz daha ağırdan alması gereken genç bir kızın hikâyesi. Ki bu kızın artık kendini bulması, en önemlisi aşkı bulması gerekiyor. Ve elbette ki sözü edilen bu kızın, bir kenarda öylece durmasına alışkın olduğu ütü masasının ne işe yaradığını da artık uygulamalı olarak öğrenmesi gerekiyor.