"Kurtuluş ve kuruluş döneminde görev alan tüm aydınlar gibi Nafi Atuf Kansu'da da, çağlar atlatan devrimcilerdeki atılganlığa karşın olağanüstü bir alçakgönüllülük görülür.
Özellikle eğitim alanında gerçekleştirilen tüm uygarca yenileşme ve halkçı devrim dönüşümlerinde emeği bulunmasına karşın hiçbir zaman kendisini öne çıkarmamış, görevini, sorumluluğunu öncelemiştir.
Elinizde tuttuğunuz Pedagoji Tarihi adlı yapıtı da, işte bu görev ve sorumluluğun en çarpıcı örneklerinden biridir.
Kitabın ilk baskısı 1916 yılında “Fenn-i Terbiye Tarihi” adı altında yapılmıştır.
Pedagoji tarihi alanında ülkemizde bir ilk olma özelliği taşıyan bu özgün yapıt, uzun yıllar öğretmen okullarında ders kitabı olarak da okutulmuştur.
“Pedagoji Tarihi” yapıtının, uygar ulus olma çabalarımızın aralıksız sürdürülmesinde yine ve yeniden önemli bir araç olacağı inancındayız".
"Kurtuluş ve kuruluş döneminde görev alan tüm aydınlar gibi Nafi Atuf Kansu'da da, çağlar atlatan devrimcilerdeki atılganlığa karşın olağanüstü bir alçakgönüllülük görülür.
Özellikle eğitim alanında gerçekleştirilen tüm uygarca yenileşme ve halkçı devrim dönüşümlerinde emeği bulunmasına karşın hiçbir zaman kendisini öne çıkarmamış, görevini, sorumluluğunu öncelemiştir.
Elinizde tuttuğunuz Pedagoji Tarihi adlı yapıtı da, işte bu görev ve sorumluluğun en çarpıcı örneklerinden biridir.
Kitabın ilk baskısı 1916 yılında “Fenn-i Terbiye Tarihi” adı altında yapılmıştır.
Pedagoji tarihi alanında ülkemizde bir ilk olma özelliği taşıyan bu özgün yapıt, uzun yıllar öğretmen okullarında ders kitabı olarak da okutulmuştur.
“Pedagoji Tarihi” yapıtının, uygar ulus olma çabalarımızın aralıksız sürdürülmesinde yine ve yeniden önemli bir araç olacağı inancındayız".
