Türk radyoculuğu 1927'de Ankara ve İstanbul'da kurulan 5'er kilovattık istasyonlarda başladı. İlk radyo oyunları, İstanbul Şehir Tiyatrosu sanatçıları bir yandan Şehir Tiyatrosundan naklen yayınlanan temsiller veya mikrofon için hazırlanan temsiller olarak başladı. Ankara'ya gelen tiyatro topluluktan da radyoda oyunlar seslendiriyorlardı. Radyo çok önemli bir iletişim aracıydı. Kısa bir süre sonra, radyolarla birlikte radyo tiyatrosu da düzenli yayınlanmaya başladı. Giderek radyo oyunu, radyo dinlemenin amacı haline geldi. Günlük haberlerin ve hafif müzik yayınlarının önüne geçti. Artık radyo için özgün oyunlar yazılmaya başladı. 1960'lı yıllarda radyo tiyatrosu, radyo yayınları içinde önemli yer tuttu. Bu tür yayınlar, "Perde Arası", "Mikrofonda Tiyatro", "Pazar Temsili", "Sahneden Mikrofona", "Devamı Yarın Akşam", "Devamı Yarın Sabah", "Pazar Tiyatrosu", "Mikrofon 13" ve "Tatil Tiyatrosu" gibi adlarda sürdürülüyordu. Günün değişik saatlerinde bir radyo tiyatrosuna rastlayabiliyordunuz"
Türk radyoculuğu 1927'de Ankara ve İstanbul'da kurulan 5'er kilovattık istasyonlarda başladı. İlk radyo oyunları, İstanbul Şehir Tiyatrosu sanatçıları bir yandan Şehir Tiyatrosundan naklen yayınlanan temsiller veya mikrofon için hazırlanan temsiller olarak başladı. Ankara'ya gelen tiyatro topluluktan da radyoda oyunlar seslendiriyorlardı. Radyo çok önemli bir iletişim aracıydı. Kısa bir süre sonra, radyolarla birlikte radyo tiyatrosu da düzenli yayınlanmaya başladı. Giderek radyo oyunu, radyo dinlemenin amacı haline geldi. Günlük haberlerin ve hafif müzik yayınlarının önüne geçti. Artık radyo için özgün oyunlar yazılmaya başladı. 1960'lı yıllarda radyo tiyatrosu, radyo yayınları içinde önemli yer tuttu. Bu tür yayınlar, "Perde Arası", "Mikrofonda Tiyatro", "Pazar Temsili", "Sahneden Mikrofona", "Devamı Yarın Akşam", "Devamı Yarın Sabah", "Pazar Tiyatrosu", "Mikrofon 13" ve "Tatil Tiyatrosu" gibi adlarda sürdürülüyordu. Günün değişik saatlerinde bir radyo tiyatrosuna rastlayabiliyordunuz"