Bir anti-Bildung, yani büyümeme-büyüyememe romanıdır Refakatçi. Büyüyememenin de bir tarihçesi vardır elbet: Narin, kırılgan, soluk benizli, tüy gibi hafif çocukların, birinin kucağında ya da kollarında taşındıkları vakit ağırlıkları bile olmayan, roman boyunca da cüsseleri giderek küçülen çocukların kâh büyüklerin dünyasına isyanının, kâh o dünya tarafından ezildiklerinin tarihçesidir bu. Bu çocuklara refakat eden cüceler de vardır romanlarda, sanki bu şeffaf çocukların gölgeleri bile yoktur da onlarabirer gölge gibi cüceler refakat eder.
- Jale Parla
“Her çeşit neden-sonuç ilişkisini kurmaktan mahrum,para harcamayı ve oturup kalkmayı bilen ‘seçkinleri' alkışlayarak saadet içinde yaşayıp gidersiniz siz. Siz ve benzerleriniz 10-20 yıldır seri imalatla sürülüyor piyasaya:Her yerde size rastlıyorum, Mary Jane Primrose.”
“Sorunlu, küstah ve kaba olmayı marifet sayanlardanolmadığım kesin,” diyor bir kaşını -âdeti olduğu üzre- havaya kaldırarak. “Sizinle mevcut ‘iş' ilişkimiz dışında herhangi bir şey konuşmam çok yanlıştı: Bilmiyorum,hiç kimseyle kavga çıkarmadan konuşmanız mümkün mü?”
“Bu sorunun cevabı ‘iş' dışına taşabilir,” diyorum.Masanın üstünde dün geceden kalan Jack Daniels duruyor. Oradaki bardağa boşaltıp içmeye başlıyorum.
Bir anti-Bildung, yani büyümeme-büyüyememe romanıdır Refakatçi. Büyüyememenin de bir tarihçesi vardır elbet: Narin, kırılgan, soluk benizli, tüy gibi hafif çocukların, birinin kucağında ya da kollarında taşındıkları vakit ağırlıkları bile olmayan, roman boyunca da cüsseleri giderek küçülen çocukların kâh büyüklerin dünyasına isyanının, kâh o dünya tarafından ezildiklerinin tarihçesidir bu. Bu çocuklara refakat eden cüceler de vardır romanlarda, sanki bu şeffaf çocukların gölgeleri bile yoktur da onlarabirer gölge gibi cüceler refakat eder.
- Jale Parla
“Her çeşit neden-sonuç ilişkisini kurmaktan mahrum,para harcamayı ve oturup kalkmayı bilen ‘seçkinleri' alkışlayarak saadet içinde yaşayıp gidersiniz siz. Siz ve benzerleriniz 10-20 yıldır seri imalatla sürülüyor piyasaya:Her yerde size rastlıyorum, Mary Jane Primrose.”
“Sorunlu, küstah ve kaba olmayı marifet sayanlardanolmadığım kesin,” diyor bir kaşını -âdeti olduğu üzre- havaya kaldırarak. “Sizinle mevcut ‘iş' ilişkimiz dışında herhangi bir şey konuşmam çok yanlıştı: Bilmiyorum,hiç kimseyle kavga çıkarmadan konuşmanız mümkün mü?”
“Bu sorunun cevabı ‘iş' dışına taşabilir,” diyorum.Masanın üstünde dün geceden kalan Jack Daniels duruyor. Oradaki bardağa boşaltıp içmeye başlıyorum.