2013 yılında “Bir Resme Nasıl Bakmalıyız?” isimli bir kitap yayınlamıştık ve kitabımız okur tarafından heyecanla karşılanmıştı. Bu kitabın ikinci baskısını yapmaya hazırlandığımız bugünlerde, kitabı elden geçirirken aklımıza şu geldi: Bu kitaba bir alt başlık da konulmalı ve şöyle denilmeli: “Resmi anlamak için kuramsal yaklaşımlar”. Çünkü kitap, resim örneklerini içeren bir iki bölüm sunmasına rağmen, tamamıyla kuramsal bir yaklaşım içermekteydi. O zaman bu kitaba eş bir kitap daha hazırlamalıydık ve o kitabın alt başlığı da şöyle olmalıydı: “Resmi anlamak için pratik yaklaşımlar”. İşte şu an elinizde tuttuğunuz “Resmi Anlamak” isimli kitap böylece doğmuş oldu.
“Resmi Anlamak” kitabı, “Bir Resme Nasıl Bakmalıyız?” kitabımızın tersine, içeriği gereği bol ve renkli örnekten oluşmalı, bir dizge olarak seçilmiş resim yapıtı örnekleri üzerine yoğunlaşmalı, elden geldiğince bunların açıklamaları üzerinde durmalı, “Bir Resme Nasıl Bakmalıyız?” kitabının sunduğu kuramsal yaklaşımların iyice pekişmesini sağlamalıydı. Elinizdeki kitabın, böyle bir kitap olduğunu düşünüyoruz. Şimdi hiç bir şey havada kalmayacak, eş olan iki kitap birbirini destekleyerek, okurun sağlam temeller eşliğinde sanat yolculuğuna çıkmasında rehber olabilecek.
Uzun yıllar sanatın içinden ve dışındaki sanatseverlerden şunu duyduk: “Resmi anlamak istiyoruz”. Bir resme bakmakla kalıyor ve gerçekten anlamadıklarını itiraf ediyorlardı. Periyodik olarak “Bir Resme Nasıl Bakmalıyız?” seminerleri verdik ve devam etmekteyiz; sanat izleyicisini daha bilinçlendirmek adına. Günümüzde zamanın hızlı akması ve büyük şehirdeki zorlu yaşam koşullarından ötürü, İstanbul dışındaki okur ve sanatseverlere de söz konusu seminerleri ulaştırmada pratiklik sağlamak amacıyla, böyle bir kitabı hazırlayıp sunmanın doğru olacağını düşündük.
2013 yılında “Bir Resme Nasıl Bakmalıyız?” isimli bir kitap yayınlamıştık ve kitabımız okur tarafından heyecanla karşılanmıştı. Bu kitabın ikinci baskısını yapmaya hazırlandığımız bugünlerde, kitabı elden geçirirken aklımıza şu geldi: Bu kitaba bir alt başlık da konulmalı ve şöyle denilmeli: “Resmi anlamak için kuramsal yaklaşımlar”. Çünkü kitap, resim örneklerini içeren bir iki bölüm sunmasına rağmen, tamamıyla kuramsal bir yaklaşım içermekteydi. O zaman bu kitaba eş bir kitap daha hazırlamalıydık ve o kitabın alt başlığı da şöyle olmalıydı: “Resmi anlamak için pratik yaklaşımlar”. İşte şu an elinizde tuttuğunuz “Resmi Anlamak” isimli kitap böylece doğmuş oldu.
“Resmi Anlamak” kitabı, “Bir Resme Nasıl Bakmalıyız?” kitabımızın tersine, içeriği gereği bol ve renkli örnekten oluşmalı, bir dizge olarak seçilmiş resim yapıtı örnekleri üzerine yoğunlaşmalı, elden geldiğince bunların açıklamaları üzerinde durmalı, “Bir Resme Nasıl Bakmalıyız?” kitabının sunduğu kuramsal yaklaşımların iyice pekişmesini sağlamalıydı. Elinizdeki kitabın, böyle bir kitap olduğunu düşünüyoruz. Şimdi hiç bir şey havada kalmayacak, eş olan iki kitap birbirini destekleyerek, okurun sağlam temeller eşliğinde sanat yolculuğuna çıkmasında rehber olabilecek.
Uzun yıllar sanatın içinden ve dışındaki sanatseverlerden şunu duyduk: “Resmi anlamak istiyoruz”. Bir resme bakmakla kalıyor ve gerçekten anlamadıklarını itiraf ediyorlardı. Periyodik olarak “Bir Resme Nasıl Bakmalıyız?” seminerleri verdik ve devam etmekteyiz; sanat izleyicisini daha bilinçlendirmek adına. Günümüzde zamanın hızlı akması ve büyük şehirdeki zorlu yaşam koşullarından ötürü, İstanbul dışındaki okur ve sanatseverlere de söz konusu seminerleri ulaştırmada pratiklik sağlamak amacıyla, böyle bir kitabı hazırlayıp sunmanın doğru olacağını düşündük.