"Tarihsel kaçınılmazlık" kavramının eleştiricisi, yaşamöyküsünü yazan Michael Ignatieff'e göre "liberalizmin anti-liberal düşünce üstüne çalışan en büyük açımlamacısı ...yalnız, eksantrik, çatlak kişilere ilgi duyan liberal, dengeli, eğlendirici, zeki bir adam... gündüzleri akıldışılığı gezip tozan, geceleri ise akılcı duvarının gerisine dönen bir akılcı" olan Sir Isaiah Berlin (1909-1997), 1965'te Washington'da National Gallery of Art'ta "Romantikliğin Kökleri" üzerine altı konferans vermişti. Berlin bu konferanslardaki amacını şöyle özetliyordu: "Benim maksadım, romantikliği tanımlamak değildir; yalnızca romantıkliğin ya da en azından onun büründüğü kisvelerin kimilerinde, en güçlü anlatımı ve belirtisi olduğu devrimi irdelemek istiyorum... bu devrimin Batı'nın yaşamındaki bütün değişikliklerin en derini ve en kalıcısı olduğunu, etkileri tartışılmayan en büyük devrimden -İngiltere'deki endüstriyel, Fransa'daki siyasal, Rusya'daki toplumsal ve ekonomik devrimlerden- daha az kapsamlı olmadığını, zaten burada ilgilendiğim akımın her düzeyde bunlarla bağlantılı bulunduğunu göstermeyi umuyorum." Daha Berlin'in sağlığında, 1970'li yıllarda, doktora öğrencisiyken Berlin'in yapıtlarını yayına hazırlama işine gönüllü olan Henry Hardy, söz konusu konferansların bant kayıtlarını notlar ve göndermelerle yayına hazırladı. Hardy'nin deyişiyle "Berlin'in en önemli düşünsel projelerinden birinin ilk bedenlenmesi" olan Romantikliğin Kökleri"ni Mete Tunçay'ın çevirisiyle sunuyoruz.
"Tarihsel kaçınılmazlık" kavramının eleştiricisi, yaşamöyküsünü yazan Michael Ignatieff'e göre "liberalizmin anti-liberal düşünce üstüne çalışan en büyük açımlamacısı ...yalnız, eksantrik, çatlak kişilere ilgi duyan liberal, dengeli, eğlendirici, zeki bir adam... gündüzleri akıldışılığı gezip tozan, geceleri ise akılcı duvarının gerisine dönen bir akılcı" olan Sir Isaiah Berlin (1909-1997), 1965'te Washington'da National Gallery of Art'ta "Romantikliğin Kökleri" üzerine altı konferans vermişti. Berlin bu konferanslardaki amacını şöyle özetliyordu: "Benim maksadım, romantikliği tanımlamak değildir; yalnızca romantıkliğin ya da en azından onun büründüğü kisvelerin kimilerinde, en güçlü anlatımı ve belirtisi olduğu devrimi irdelemek istiyorum... bu devrimin Batı'nın yaşamındaki bütün değişikliklerin en derini ve en kalıcısı olduğunu, etkileri tartışılmayan en büyük devrimden -İngiltere'deki endüstriyel, Fransa'daki siyasal, Rusya'daki toplumsal ve ekonomik devrimlerden- daha az kapsamlı olmadığını, zaten burada ilgilendiğim akımın her düzeyde bunlarla bağlantılı bulunduğunu göstermeyi umuyorum." Daha Berlin'in sağlığında, 1970'li yıllarda, doktora öğrencisiyken Berlin'in yapıtlarını yayına hazırlama işine gönüllü olan Henry Hardy, söz konusu konferansların bant kayıtlarını notlar ve göndermelerle yayına hazırladı. Hardy'nin deyişiyle "Berlin'in en önemli düşünsel projelerinden birinin ilk bedenlenmesi" olan Romantikliğin Kökleri"ni Mete Tunçay'ın çevirisiyle sunuyoruz.