Gelmiş geçmiş en büyük dahilerden biri olan Leonardo da Vinci, "ortalama insanın görmeden baktığını, duymadan dinlediğini, hissetmeden dokunduğunu, tad almadan yediğini, fiziki bilinci erişmeden hareket ettiğini, düşünmeden konuştuğunu" söylüyor. Vinci'nin dile getirdiği duyusal körlüğü yaşayan insan, iç dünyası ile dış dünyadaki gerçekliğin dengesini yitirmiş. İnsanoğlu yarı cehennem yarı dünya dekorlarından oluşan bir sahnede, tüm yanılsamaların, düşüncelerin, egemen değer yargılarının çöküşünü yaşıyor. Elias Canatti'nin "Körleşme" adını verdiği bu dönüşüm, insanoğlunun duyularını dumura uğratarak, bazen kendi yarattığı, bazen de kendisi için yaratılan bir sanal gerçekliğin içinde kayboluşunu gösterir. İç iletişimini yitirmiş, ruhunu besleyen duygulara yönelik algılamanın kapısını kilitlemiş insan, dış dünya gerçekliğinin aşırı ve yapay ışığının yarattığı körleşmeyi önce rüyalarla yaşıyor. Dış dünyadan gelen, büyük bir yüzdesi tasarımlanmış iletilerden oluşan iletişim sağanağı altındaki günümüz insanı iç iletişimini besleyen rüyalarından da koptuğunda, yaratıcılığını, üretkenliğini de yavaş yavaş yitiriyor. Medya ninnileriyle uyuyup, rüya körleşmesiyle uyanıyor.
Gelmiş geçmiş en büyük dahilerden biri olan Leonardo da Vinci, "ortalama insanın görmeden baktığını, duymadan dinlediğini, hissetmeden dokunduğunu, tad almadan yediğini, fiziki bilinci erişmeden hareket ettiğini, düşünmeden konuştuğunu" söylüyor. Vinci'nin dile getirdiği duyusal körlüğü yaşayan insan, iç dünyası ile dış dünyadaki gerçekliğin dengesini yitirmiş. İnsanoğlu yarı cehennem yarı dünya dekorlarından oluşan bir sahnede, tüm yanılsamaların, düşüncelerin, egemen değer yargılarının çöküşünü yaşıyor. Elias Canatti'nin "Körleşme" adını verdiği bu dönüşüm, insanoğlunun duyularını dumura uğratarak, bazen kendi yarattığı, bazen de kendisi için yaratılan bir sanal gerçekliğin içinde kayboluşunu gösterir. İç iletişimini yitirmiş, ruhunu besleyen duygulara yönelik algılamanın kapısını kilitlemiş insan, dış dünya gerçekliğinin aşırı ve yapay ışığının yarattığı körleşmeyi önce rüyalarla yaşıyor. Dış dünyadan gelen, büyük bir yüzdesi tasarımlanmış iletilerden oluşan iletişim sağanağı altındaki günümüz insanı iç iletişimini besleyen rüyalarından da koptuğunda, yaratıcılığını, üretkenliğini de yavaş yavaş yitiriyor. Medya ninnileriyle uyuyup, rüya körleşmesiyle uyanıyor.