“Bilseydi… Üvey annemden yediğim dayakları, gördüğüm işkenceleri bilseydi… Üvey annemin, ‘at bu çocuğu başımızdan' dediğini, babamın benden kurtulmak için bir akşam beni ıssız bir tarlaya bıraktığını bilseydi… En zor zamanlarımda dilencilik yaptığımı, ekmek çaldığımı bilseydi... Parasızlık yüzünden gündüz okuyup, geceleri pavyonda çalıştığımı bilseydi... Babamın, ‘benim oğlum değilsin sen, annenin seni nereden peydahladığını biliyorum da söyletme bana şimdi' dediğini bilseydi... Uykusuzluk ve yorgunluk da eklenip tımarhanelere bu yüzden düştüğümü bilseydi...
Ama annem bunları bilmemeliydi.”
Nezih, akıl hastanesinden çıktığında, onu, mücadele edemediği hayat ve saplantılı aşkları bekliyordu.
“Bilseydi… Üvey annemden yediğim dayakları, gördüğüm işkenceleri bilseydi… Üvey annemin, ‘at bu çocuğu başımızdan' dediğini, babamın benden kurtulmak için bir akşam beni ıssız bir tarlaya bıraktığını bilseydi… En zor zamanlarımda dilencilik yaptığımı, ekmek çaldığımı bilseydi... Parasızlık yüzünden gündüz okuyup, geceleri pavyonda çalıştığımı bilseydi... Babamın, ‘benim oğlum değilsin sen, annenin seni nereden peydahladığını biliyorum da söyletme bana şimdi' dediğini bilseydi... Uykusuzluk ve yorgunluk da eklenip tımarhanelere bu yüzden düştüğümü bilseydi...
Ama annem bunları bilmemeliydi.”
Nezih, akıl hastanesinden çıktığında, onu, mücadele edemediği hayat ve saplantılı aşkları bekliyordu.