Elinizdeki kitap, düşünce tarihimizin önemli mütefekkirlerinden ve tasavvuf disiplininin son "kurucu" düşünürü olan Sadreddin Konevi'yi çeşitli yönleriyle tanıtmaktadır. Gazzali'nin Farabi ve İbn Sina öncülüğündeki metafizik tasavvura yönelttiği eleştirilerin ardından, bilgideki "kesinlik" sorunu vahye bağlı tasavvufi yöntem ile aşmayı hedefleyen Konevi, metafizik düşünceye yeni bir boyut kazandırmıştır. Mutasavvıfların ilham, keşif ve müşahede gibi isimlerle anılan bilgileri için "milyar" ve "mizan" olabilecek bir "müdevven ilim" arayışı içindeki Konevi, geleneksel tasavvuf anlıyışının sırlarını aşarak metafiziği yeniden yorumlamamıştır. Felsefe, kelam ve tasavvufun kesiştiği konular hakkında bazen karşılaştırmalı bazen eleştirel bir üslupla derin tahlillerde bulunan Konevi, "talim edilebilir" bir mahiyet kazanan nazari tasavvufun en önemli teorisyenidir. Bu alandaki çabası, bilhassa Selçuklu - Osmanlı coğrafyasında ve İran'da tasavvufun gidişatını önemli ölçüde etkilemiştir.
Elinizdeki kitap, düşünce tarihimizin önemli mütefekkirlerinden ve tasavvuf disiplininin son "kurucu" düşünürü olan Sadreddin Konevi'yi çeşitli yönleriyle tanıtmaktadır. Gazzali'nin Farabi ve İbn Sina öncülüğündeki metafizik tasavvura yönelttiği eleştirilerin ardından, bilgideki "kesinlik" sorunu vahye bağlı tasavvufi yöntem ile aşmayı hedefleyen Konevi, metafizik düşünceye yeni bir boyut kazandırmıştır. Mutasavvıfların ilham, keşif ve müşahede gibi isimlerle anılan bilgileri için "milyar" ve "mizan" olabilecek bir "müdevven ilim" arayışı içindeki Konevi, geleneksel tasavvuf anlıyışının sırlarını aşarak metafiziği yeniden yorumlamamıştır. Felsefe, kelam ve tasavvufun kesiştiği konular hakkında bazen karşılaştırmalı bazen eleştirel bir üslupla derin tahlillerde bulunan Konevi, "talim edilebilir" bir mahiyet kazanan nazari tasavvufun en önemli teorisyenidir. Bu alandaki çabası, bilhassa Selçuklu - Osmanlı coğrafyasında ve İran'da tasavvufun gidişatını önemli ölçüde etkilemiştir.