Yezid'in veliaht ilanı ile fikren, Muaviye'nin ölümü ve Yezid'in biat alması ile fiilen başlayan ikinci fitne dönemi, sahabe sonrasındaki ilk neslin iktidar mücadelesi verdiği süreci ifade etmektedir. Verilen bu iktidar mücadelesinin de, döneme ismini verdiği üzere pek sıradan, normal bir mücadele olmadığını, zihinlerde inkişaf ettiği şekliyle kaos ve karmaşayı hakim kıldığını, düzen ve istikrarı yok ettiğini söyleyebiliriz. İslam siyaset geleneğinde 60 yılında Yezid'in hilafete geçmesi ile başlayıp, 73 yılında Abdullah b. ez-Zübeyr'in öldürülmesi ile biten on üç yıllık ikinci fitne dönemi, sadece sahabe sonrası neslin, siyasi kabul veya mücadeleleri ve sahabe sonrası hayatta intibakları açısından değil, sonraki asırlar boyunca kalıcı izler bırakmış olması açısından da son derece önemli bir dönemde yaşananlar kadar sonraki asırlarda hem içerik, hem de tesir bakımından bir benzerinin daha yaşanmamış olması dahi söz konusu dönemin önemini bir kat daha arttırmaktadır. Genel bir tarama ile bu kısa dönemde olan hadiseleri sıralayacak olursak sanırım kastımız daha iyi anlaşılacaktır. Bu kısa dönemde; yönetimde veraset sistemine geçilmiş, hilafet saltanata dönüştürülmüş, günümüzde bile hala canlılığını koruyan Kerbela Vak'ası cereyan etmiş, Medine yağmalanmış, Ka'be iki kez yıkılmış, yapılan antlaşmalar, verilen sözler ilk kez bu kadar aleni bir şekilde çiğnenmiş, siyasi hareketlerin dini mezheplere dönüşüm sürecine bu dönemde girilmiş, kabile savaşları uzun bir aradan sonra tekrar başlamıştır.
Yezid'in veliaht ilanı ile fikren, Muaviye'nin ölümü ve Yezid'in biat alması ile fiilen başlayan ikinci fitne dönemi, sahabe sonrasındaki ilk neslin iktidar mücadelesi verdiği süreci ifade etmektedir. Verilen bu iktidar mücadelesinin de, döneme ismini verdiği üzere pek sıradan, normal bir mücadele olmadığını, zihinlerde inkişaf ettiği şekliyle kaos ve karmaşayı hakim kıldığını, düzen ve istikrarı yok ettiğini söyleyebiliriz. İslam siyaset geleneğinde 60 yılında Yezid'in hilafete geçmesi ile başlayıp, 73 yılında Abdullah b. ez-Zübeyr'in öldürülmesi ile biten on üç yıllık ikinci fitne dönemi, sadece sahabe sonrası neslin, siyasi kabul veya mücadeleleri ve sahabe sonrası hayatta intibakları açısından değil, sonraki asırlar boyunca kalıcı izler bırakmış olması açısından da son derece önemli bir dönemde yaşananlar kadar sonraki asırlarda hem içerik, hem de tesir bakımından bir benzerinin daha yaşanmamış olması dahi söz konusu dönemin önemini bir kat daha arttırmaktadır. Genel bir tarama ile bu kısa dönemde olan hadiseleri sıralayacak olursak sanırım kastımız daha iyi anlaşılacaktır. Bu kısa dönemde; yönetimde veraset sistemine geçilmiş, hilafet saltanata dönüştürülmüş, günümüzde bile hala canlılığını koruyan Kerbela Vak'ası cereyan etmiş, Medine yağmalanmış, Ka'be iki kez yıkılmış, yapılan antlaşmalar, verilen sözler ilk kez bu kadar aleni bir şekilde çiğnenmiş, siyasi hareketlerin dini mezheplere dönüşüm sürecine bu dönemde girilmiş, kabile savaşları uzun bir aradan sonra tekrar başlamıştır.