"...Gözlerinden akaşn yaşları görünce yüreğim burkuldu, ben de ağlamaya başladım. Sonra annem yetişti, yere oturup Tabak'ın başını dizlerinin üzerine koydu. Bir yandan keçinin yüzünü okşuyor, öte yandan:
"Hadi güzel kızım!" diyordu. "Gayret çocuğum! Bak başı göründü, az sonra kurtulacaksın!"
Bir dişi olmadığıma o akşam çok sevinmiştim!
"Annemle birbirimizin yüzüne bakıyoruz. O, on sekiz yaşlarında bir genç kız, ben yetmiş yaşını aşmış yaşlı bir adamım şimdi! Yavaş yavaş denize doğru yürüyorum. Sakız Adası'ndan ılık bir rüzğar esiyor. Mendile gerek yok, rüzğarla gözyaşlarımı kurutuyorum!"
"...Gözlerinden akaşn yaşları görünce yüreğim burkuldu, ben de ağlamaya başladım. Sonra annem yetişti, yere oturup Tabak'ın başını dizlerinin üzerine koydu. Bir yandan keçinin yüzünü okşuyor, öte yandan:
"Hadi güzel kızım!" diyordu. "Gayret çocuğum! Bak başı göründü, az sonra kurtulacaksın!"
Bir dişi olmadığıma o akşam çok sevinmiştim!
"Annemle birbirimizin yüzüne bakıyoruz. O, on sekiz yaşlarında bir genç kız, ben yetmiş yaşını aşmış yaşlı bir adamım şimdi! Yavaş yavaş denize doğru yürüyorum. Sakız Adası'ndan ılık bir rüzğar esiyor. Mendile gerek yok, rüzğarla gözyaşlarımı kurutuyorum!"