"Bu memleketin evlerini tasvir edersem daha ziyade hoşunuza gider zannederim. Evlerin hepsi umumen iki kısımdan ibaret. Aralarında gayet dar bir geçitle ittisal peyda ediyor. Odalar alelumum büyükçe. Pencereleri iki sıra, camları renkli. Odanın bir ucunda iki kadem yüksekliğinde bir peyke var. Benimkinde iki tane. Buna sofa diyorlar. Harem tertibatında en ziyade hoşuma gidense, oda ortasındaki mermer fıskiyeler. Birçok borulardan sular fışkırıyor, latif bir serinlik peydah ediyor..." 18. yüzyılın başlarında eşinin İngiltere'nin Osmanlı sefiri olarak atanmasıyla İstanbul'a gelen Lady Montagu'nün, 18. yüzyıl Osmanlı insanının yaşam tarzını, eğlencelerini, zevklerini, yaşadığı mekânları Batılı bir kadın gözüyle aktardığı mektupları okurken eğlenceli ve şaşırtıcı bir geçmiş yolculuğu yapacaksınız.
"Bu memleketin evlerini tasvir edersem daha ziyade hoşunuza gider zannederim. Evlerin hepsi umumen iki kısımdan ibaret. Aralarında gayet dar bir geçitle ittisal peyda ediyor. Odalar alelumum büyükçe. Pencereleri iki sıra, camları renkli. Odanın bir ucunda iki kadem yüksekliğinde bir peyke var. Benimkinde iki tane. Buna sofa diyorlar. Harem tertibatında en ziyade hoşuma gidense, oda ortasındaki mermer fıskiyeler. Birçok borulardan sular fışkırıyor, latif bir serinlik peydah ediyor..." 18. yüzyılın başlarında eşinin İngiltere'nin Osmanlı sefiri olarak atanmasıyla İstanbul'a gelen Lady Montagu'nün, 18. yüzyıl Osmanlı insanının yaşam tarzını, eğlencelerini, zevklerini, yaşadığı mekânları Batılı bir kadın gözüyle aktardığı mektupları okurken eğlenceli ve şaşırtıcı bir geçmiş yolculuğu yapacaksınız.