İslamiyeti ilk kabul eden Türk Hakanı Satuk Buğra Han ve onun İslamiyeti nasıl, hangi şartlarda kabul ettiği ve Kâşgar merkezli kurduğu ilk Türk-İslam devleti hakkındaki bilgiler son derece sınırlıdır. O, 12 yaşında İslamiyeti benimseyip öğrenmiş, Hak din için mücadeleler vermiş, 25 yaşında Karahanlı Devleti'nin tahtına çıkmıştır. Satuk Buğra Han, 955'te Tanrı'ya yürümüştür. Onun sağlığında yüz binlerce Türk, İslamiyeti kabul etmiştir. Bu süreç, daha sonraki yıllarda Tezkire-i Ebû'n Nasr Samanî, Tezkire-i Satuk Buğra Han ve Buğra Hanlar Tezkiresi'nde işlenmiştir. Satuk Buğra Han Destanı, işte bu birbirini tamamlayan ve birbirinin devamı olan üç esere dayanmaktadır.
Türk tarihi, kültürü, dili, edebiyatı ve hayat tarzı hakkında çok önemli bilgiler veren bu eserler, gerçekten ilgi çekicidir. Prof. Dr. Necati Demir tarafından bu eserlerin nüshaları dünya kütüphanelerinden toplanmış, Çağatay Türkçesinden Türkiye Türkçesine aktarılarak, herkesin anlayabileceği ve yararlanabileceği hale getirilmiştir. Böylece ilk kez, tam anlamı ile bir "Satuk Buğra Han Destanı" ortaya çıkmıştır.
İslamiyeti ilk kabul eden Türk Hakanı Satuk Buğra Han ve onun İslamiyeti nasıl, hangi şartlarda kabul ettiği ve Kâşgar merkezli kurduğu ilk Türk-İslam devleti hakkındaki bilgiler son derece sınırlıdır. O, 12 yaşında İslamiyeti benimseyip öğrenmiş, Hak din için mücadeleler vermiş, 25 yaşında Karahanlı Devleti'nin tahtına çıkmıştır. Satuk Buğra Han, 955'te Tanrı'ya yürümüştür. Onun sağlığında yüz binlerce Türk, İslamiyeti kabul etmiştir. Bu süreç, daha sonraki yıllarda Tezkire-i Ebû'n Nasr Samanî, Tezkire-i Satuk Buğra Han ve Buğra Hanlar Tezkiresi'nde işlenmiştir. Satuk Buğra Han Destanı, işte bu birbirini tamamlayan ve birbirinin devamı olan üç esere dayanmaktadır.
Türk tarihi, kültürü, dili, edebiyatı ve hayat tarzı hakkında çok önemli bilgiler veren bu eserler, gerçekten ilgi çekicidir. Prof. Dr. Necati Demir tarafından bu eserlerin nüshaları dünya kütüphanelerinden toplanmış, Çağatay Türkçesinden Türkiye Türkçesine aktarılarak, herkesin anlayabileceği ve yararlanabileceği hale getirilmiştir. Böylece ilk kez, tam anlamı ile bir "Satuk Buğra Han Destanı" ortaya çıkmıştır.