1945 yılında Hollanda'nın Rotterdan kentinde doğan, sonraki yıllarda dini eğitim alarak Papaz olan Erasmus yaşamının ileriki yıllarında kiliseden izin alarak cübbesini çıkarda ve bilimsel araştırmalar yaptı. Deliliğe övgü onun günümüze kadar canlılığını yitirmeyen tek eseridir. Eserde işlenen görüşe göre gerçek bilgelik, deliliktir. Kendini bilge kabul etmek ise, gerçek deliliktir. Kitapta delilik, kendi kendisine övgüler düzer; bu arada çocuklukta ve yaşlılıkta, aşkta, evlilikte ve dostlukta, politikada ve savaşta, edebiyatta ve bilimde deliliğin her zaman egemen olduğu açıklanır. Dini kurumlar ve din adamları bu çerçevede değerlendirilir. Erasmus, Deliliğin ağzından, çağının kilisesine ve o kilisenin mensuplarına en acımasız eleştirileri yöneltir. Bu niteliğiyle Deliliğe Övgü çağlar boyunca bağnazlığa karşı akleme alınmış en yetkin yapıtlardan biridir. Yapıtın yazılışını izleyen sonraki yüzyıllarda düşünce düzeyindeki bağnazlığın her türlüsüne yönelen bir eleştiri olarak yorumlanması, belki de bugüne değin koruduğu katıcılığın temel nedenidir.
1945 yılında Hollanda'nın Rotterdan kentinde doğan, sonraki yıllarda dini eğitim alarak Papaz olan Erasmus yaşamının ileriki yıllarında kiliseden izin alarak cübbesini çıkarda ve bilimsel araştırmalar yaptı. Deliliğe övgü onun günümüze kadar canlılığını yitirmeyen tek eseridir. Eserde işlenen görüşe göre gerçek bilgelik, deliliktir. Kendini bilge kabul etmek ise, gerçek deliliktir. Kitapta delilik, kendi kendisine övgüler düzer; bu arada çocuklukta ve yaşlılıkta, aşkta, evlilikte ve dostlukta, politikada ve savaşta, edebiyatta ve bilimde deliliğin her zaman egemen olduğu açıklanır. Dini kurumlar ve din adamları bu çerçevede değerlendirilir. Erasmus, Deliliğin ağzından, çağının kilisesine ve o kilisenin mensuplarına en acımasız eleştirileri yöneltir. Bu niteliğiyle Deliliğe Övgü çağlar boyunca bağnazlığa karşı akleme alınmış en yetkin yapıtlardan biridir. Yapıtın yazılışını izleyen sonraki yüzyıllarda düşünce düzeyindeki bağnazlığın her türlüsüne yönelen bir eleştiri olarak yorumlanması, belki de bugüne değin koruduğu katıcılığın temel nedenidir.