Savaşan Şehir Bir İstanbul Destanı

Stok Kodu:
9786051557939
Sayfa Sayısı:
452
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786051557939
633814
Savaşan Şehir
Savaşan Şehir Bir İstanbul Destanı
29.90

İkinci El

13 Kasım 1918’de İngilizlerin öncülüğünde İttifak güçleri, sömürgelerden getirdikleri vahşet saçan savaşçıları ile İstanbul’a akın ettiler.

Tarihte ilk defa bir Türk başkenti yabancılar tarafından işgal edilmişti.

Uzun yıllar süren savaş İstanbul’daki Müslüman Türk erkek nüfusunu azaltmış, evlerde kıtlık ve salgın hastalıklarla boğuşan yaşlı erkekler, kadınlar ve çocuklar kalmıştı.

Biri çıktı: “Var mısınız?..” dedi.

Önce tek tek:

“Yaşlılar, kadınlar, genç kızlar, sanatkârlar, doktorlar, hamallar, prenses ve sultan hanımlar, meyhaneciler, mahkûmlar ve imamlar ses verdiler: “Buradayız!..”

Sonra “Milli Müdafaa Cemiyeti” adı altında bir oldular.

Bu sefer hep birden haykırdılar: “Sonuna kadar!..”

İstanbul sokaklarında, işgalcilerin binalarında kanlı ve acımasız bir savaş başladı.

Kadınlar ve genç kızlar en korkulan savaşçılar oldular.

Askerî depolardan silahlar boşaltılıp gemilerle Anadolu sahillerine kaçırıldı.

Hiç duymadığınız ve şimdiye kadar tamamını kimsenin anlatmadığı, dünyada eşi görülmemiş bir direnişle şehirlerini işgalcilerden geri almak için ölümüne savaşıp bir destan yazdılar.

İşgal Kuvvetleri Başkomutanı General Harington’un, İngiliz Başbakanı Loyd George’a çektiği son telgrafın son cümlesi şöyle bitiyordu:

“…Yukarıda anlattığım nedenlerden dolayı İstanbul’u bir an evvel terk etmeliyiz. Yoksa askerlerimiz de ailelerimiz de bir daha Londra’ya dönemeyecek.”

İkinci El

13 Kasım 1918’de İngilizlerin öncülüğünde İttifak güçleri, sömürgelerden getirdikleri vahşet saçan savaşçıları ile İstanbul’a akın ettiler.

Tarihte ilk defa bir Türk başkenti yabancılar tarafından işgal edilmişti.

Uzun yıllar süren savaş İstanbul’daki Müslüman Türk erkek nüfusunu azaltmış, evlerde kıtlık ve salgın hastalıklarla boğuşan yaşlı erkekler, kadınlar ve çocuklar kalmıştı.

Biri çıktı: “Var mısınız?..” dedi.

Önce tek tek:

“Yaşlılar, kadınlar, genç kızlar, sanatkârlar, doktorlar, hamallar, prenses ve sultan hanımlar, meyhaneciler, mahkûmlar ve imamlar ses verdiler: “Buradayız!..”

Sonra “Milli Müdafaa Cemiyeti” adı altında bir oldular.

Bu sefer hep birden haykırdılar: “Sonuna kadar!..”

İstanbul sokaklarında, işgalcilerin binalarında kanlı ve acımasız bir savaş başladı.

Kadınlar ve genç kızlar en korkulan savaşçılar oldular.

Askerî depolardan silahlar boşaltılıp gemilerle Anadolu sahillerine kaçırıldı.

Hiç duymadığınız ve şimdiye kadar tamamını kimsenin anlatmadığı, dünyada eşi görülmemiş bir direnişle şehirlerini işgalcilerden geri almak için ölümüne savaşıp bir destan yazdılar.

İşgal Kuvvetleri Başkomutanı General Harington’un, İngiliz Başbakanı Loyd George’a çektiği son telgrafın son cümlesi şöyle bitiyordu:

“…Yukarıda anlattığım nedenlerden dolayı İstanbul’u bir an evvel terk etmeliyiz. Yoksa askerlerimiz de ailelerimiz de bir daha Londra’ya dönemeyecek.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat