Türkiye'de siyaseti okuma kılavuzu
Devlet odaklı siyasetten halk temelli siyasete doğru…
Yıl 1930. Atatürk yakın arkadaşı Fethi Okyar'a Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı kurdurur. Parti kurulduktan çok kısa bir süre sonra yerel seçimlere katılır.
Atatürk Çankaya Köşkü'nde özel kalem müdürü Rıza Soyak'a seçim sonuçlarını sorar. Rıza Soyak, “Bizim parti kazanıyor” der. Atatürk Soyak'a şu cevabı verir: “Hayır efendim. Hiç de öyle değil. Hangi fırkanın kazandığını ben sana söyleyeyim: Kazanan idare fırkasıdır, çocuk! Yani jandarma, polis, nahiye müdürü, kaymakam ve valiler. Bunu bilesin.”
İşte bu anekdottan yola çıkan usta gazeteci İsmet Berkan, neden “halk fırkası”nın değil de hep “idare fırkası”nın kazandığını sorguluyor. Türkiye'de siyaset yapma biçimini, Türkiye'nin demokrasiyle imtihanını masaya yatırıyor.
Türkiye'nin “Batılılaşma” çabalarına, “demokratikleşme” sorunlarına tarihsel bir bakış açısı sunan bu kitap, yarın daha demokratik, daha çoğulcu bir ülkede yaşamak isteyenler için düne ve bugüne bakıyor.
Türkiye'de siyaseti okuma kılavuzu
Devlet odaklı siyasetten halk temelli siyasete doğru…
Yıl 1930. Atatürk yakın arkadaşı Fethi Okyar'a Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı kurdurur. Parti kurulduktan çok kısa bir süre sonra yerel seçimlere katılır.
Atatürk Çankaya Köşkü'nde özel kalem müdürü Rıza Soyak'a seçim sonuçlarını sorar. Rıza Soyak, “Bizim parti kazanıyor” der. Atatürk Soyak'a şu cevabı verir: “Hayır efendim. Hiç de öyle değil. Hangi fırkanın kazandığını ben sana söyleyeyim: Kazanan idare fırkasıdır, çocuk! Yani jandarma, polis, nahiye müdürü, kaymakam ve valiler. Bunu bilesin.”
İşte bu anekdottan yola çıkan usta gazeteci İsmet Berkan, neden “halk fırkası”nın değil de hep “idare fırkası”nın kazandığını sorguluyor. Türkiye'de siyaset yapma biçimini, Türkiye'nin demokrasiyle imtihanını masaya yatırıyor.
Türkiye'nin “Batılılaşma” çabalarına, “demokratikleşme” sorunlarına tarihsel bir bakış açısı sunan bu kitap, yarın daha demokratik, daha çoğulcu bir ülkede yaşamak isteyenler için düne ve bugüne bakıyor.