İsmini kurucusu Muhammed b. Şeddad'ın babasının adından alan Şeddâdîler, 951-1199 yılları arasında Arran ve Ermenistan'da hüküm sürmüş bir Kürt devletidir.
Abbasî Halifeliği'nin dağılması sürecinde kurulan Şeddâdîler, Müslüman dünyası ile Hristiyan Gürcü ve Ermeni krallıklarıyla Kur Nehri'nin kuzeyindeki gayri müslim halklar arasında tampon bölge oluşturarak bir suğur devleti vazifesi gördüler. Ayrıca batıda Bizans'ın Ermenistan'a yerleştiği ve doğuda Selçuklu yayılmasının başladığı bir dönemde, Aras ve Kur nehirleri arasındaki coğrafyada ve Doğu Ermenistan'da meydana gelen siyasi gelişmelerin de odağında yer aldılar. Bu yönüyle Şeddadiler 10. yüzyılın ortalarından 12. yüzyılın sonuna kadar devam eden hâkimiyetlerine bağlı olarak, hem Ortaçağ Kürt tarihi hem de Kafkasların siyasî tarihinin anlaşılabilmesi açısından önemli bir konuma sahiptir.
Şeddâdîler, söz konusu coğrafyanın sosyal ve kültürel hayatında yeni bir canlanma dönemi başlatmaları ve günümüze kadar ulaşan mimari yapılarıyla Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye'nin medeniyet tarihi açısından da büyük önem taşımaktadır.
Bu çalışmayla Selçuklular ile iyi bir dostluk münasebeti kurarak bir anlamda onların Kafkasya ve Anadolu'daki ilerleyişlerinde kilit rol oynayan Şeddâdîler Devleti'nin siyasî tarihinin aydınlatılması amaçlanmakta, tafsilatlı bir kitap akademik dünyamız kadar saha meraklılarının da ilgisine sunulmaktadır.
İsmini kurucusu Muhammed b. Şeddad'ın babasının adından alan Şeddâdîler, 951-1199 yılları arasında Arran ve Ermenistan'da hüküm sürmüş bir Kürt devletidir.
Abbasî Halifeliği'nin dağılması sürecinde kurulan Şeddâdîler, Müslüman dünyası ile Hristiyan Gürcü ve Ermeni krallıklarıyla Kur Nehri'nin kuzeyindeki gayri müslim halklar arasında tampon bölge oluşturarak bir suğur devleti vazifesi gördüler. Ayrıca batıda Bizans'ın Ermenistan'a yerleştiği ve doğuda Selçuklu yayılmasının başladığı bir dönemde, Aras ve Kur nehirleri arasındaki coğrafyada ve Doğu Ermenistan'da meydana gelen siyasi gelişmelerin de odağında yer aldılar. Bu yönüyle Şeddadiler 10. yüzyılın ortalarından 12. yüzyılın sonuna kadar devam eden hâkimiyetlerine bağlı olarak, hem Ortaçağ Kürt tarihi hem de Kafkasların siyasî tarihinin anlaşılabilmesi açısından önemli bir konuma sahiptir.
Şeddâdîler, söz konusu coğrafyanın sosyal ve kültürel hayatında yeni bir canlanma dönemi başlatmaları ve günümüze kadar ulaşan mimari yapılarıyla Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye'nin medeniyet tarihi açısından da büyük önem taşımaktadır.
Bu çalışmayla Selçuklular ile iyi bir dostluk münasebeti kurarak bir anlamda onların Kafkasya ve Anadolu'daki ilerleyişlerinde kilit rol oynayan Şeddâdîler Devleti'nin siyasî tarihinin aydınlatılması amaçlanmakta, tafsilatlı bir kitap akademik dünyamız kadar saha meraklılarının da ilgisine sunulmaktadır.