İstanbul'un itirazı var: Kamu alanlarının özel çıkara teslim edilmesine, ağacın, suyun ve toprağın yağmalanmasına, birçok dünya şehrinde yapılmış hataların tekrarlandığı sıradan bir kopya haline gelip kişiliğini kaybetmeye, yaşam biçimlerinin gayri insani bir hal almasına ve yaşamın ataerkil değerlerle boğulmasına itirazı var.
Feride Çiçekoğlu Vesikalı Şehir'den yedi yıl sonra bu kez, şehri isyanın eşiğine getiren bu itirazın Gezi Direnişi öncesinde üretilen filmlerdeki izlerini takip ediyor ve bu filmleri daha önceki örneklerle, 68 öncesinin Paris'indeki ve İtalyan Şehirlerindeki imar hareketleriyle ve oradaki değişimin bir kuşak filmlerine yaptığı yansımalarla ilişkilendiriyor: Şehir sıkıntısı, hiçlik, boşluk, değer ve hafıza kaybı, depresyon, değersizlik duygusu ve öfke patlaması.
Gezi Direnişini bugün “kırmızılı” kadın, “dans eden”, “sapan atan” kadın imgeleriyle hatırladığımızı ve hem sayıca hem varoluş tarzlarıyla kadınların yoğun katılımını düşündüğümüzde, bu itirazın asıl olarak erkekler şehrine bir karşı çıkış olduğunu anlıyoruz..
İstanbul'un itirazı var: Kamu alanlarının özel çıkara teslim edilmesine, ağacın, suyun ve toprağın yağmalanmasına, birçok dünya şehrinde yapılmış hataların tekrarlandığı sıradan bir kopya haline gelip kişiliğini kaybetmeye, yaşam biçimlerinin gayri insani bir hal almasına ve yaşamın ataerkil değerlerle boğulmasına itirazı var.
Feride Çiçekoğlu Vesikalı Şehir'den yedi yıl sonra bu kez, şehri isyanın eşiğine getiren bu itirazın Gezi Direnişi öncesinde üretilen filmlerdeki izlerini takip ediyor ve bu filmleri daha önceki örneklerle, 68 öncesinin Paris'indeki ve İtalyan Şehirlerindeki imar hareketleriyle ve oradaki değişimin bir kuşak filmlerine yaptığı yansımalarla ilişkilendiriyor: Şehir sıkıntısı, hiçlik, boşluk, değer ve hafıza kaybı, depresyon, değersizlik duygusu ve öfke patlaması.
Gezi Direnişini bugün “kırmızılı” kadın, “dans eden”, “sapan atan” kadın imgeleriyle hatırladığımızı ve hem sayıca hem varoluş tarzlarıyla kadınların yoğun katılımını düşündüğümüzde, bu itirazın asıl olarak erkekler şehrine bir karşı çıkış olduğunu anlıyoruz..