Semerkant'ta Ölüm Bir İngiliz Büyükelçisinin Terörizme Karşı Savaşa Tartışmalar Yaratan Meydan Okuyuşu
Korkusuz bir adamdan korkusuz bir kitap. Craig Murray, "yetkililer"in hoşuna gitsin ya da gitmesin gerçeği söylüyor. Kendine saygısı olan namuslu bir adamın önünde şapka çıkarıyorum.' -Harold Pinter- ‘Bir adamın Terörizme Karşı Savaşla savaşının güzel bir şekilde yazılmış ilginç bir anlatısı... fevkalade okumaya değer.' -John Sweeney, The Literary Review- ‘Kahramanca... korkunç doğru geliyor. Blair Hükümetinin ahlaken iflasını açıklamaya yardımcı oluyor. -Sir Max Hastings- ‘Özbek halkı Craig Murray için tek kelime kullanıyor: Kahraman' -Muhammed Salih- ‘Craig Murray, tüm Dışişleri camiası için derin bir utanç kaynağı olmuştur' -Jack Straw- (Eski Britanya Dışişleri Bakanı) ‘Ben, Craig Murray gibi diplomatların neslinin artık tükendiğini düşünüyordum. Son derece ilkeli bir adam' -John Pilger- ‘Kitap fevkalade... bir Graham Greene romanın çok komik bir türü (gibi)' -Michael Winterbottom- Craig Murray, görevinin başına geçmek için 2002'de Özbekistan'a vardığında, parlak bir kariyeri ve de viski ve kadınlara düşkünlüğü olan genç bir büyükelçiydi. Ancak muhalif mahkûmların kaynatılarak öldürüldüğü ve masum insanların devlet ajanları tarafından tecavüz edilip katledildiği haberlerini duyduktan sonra, sözde ‘demokratikleşmekte olan' ülkelerdeki hem kendinin hem de ülkesinin rolünü sorgulamaya başladı. Britanya hükümetinin işkenceyle elde edilen bilgileri kabul ettiğini keşfettikten sonra, Murray artık diplomatik sessizliğini sürdüremezdi. Öfkesini dile getirince, Washington ve Downing Street 10, onun gitmesi gerektiğine karar verdiler. Fakat Özbekistan sosyetik bir yaşam süren bu diplomatı değiştirmişti ve artık sessiz kalmasının imkânı yoktu. Bu içten ve zaman zaman şok edici hatıratında Murray, Terörizme Karşı Savaşın karanlık yüzünü ve kirli çamaşırlarını çekinmeden gün yüzüne çıkarmaktadır.
Korkusuz bir adamdan korkusuz bir kitap. Craig Murray, "yetkililer"in hoşuna gitsin ya da gitmesin gerçeği söylüyor. Kendine saygısı olan namuslu bir adamın önünde şapka çıkarıyorum.' -Harold Pinter- ‘Bir adamın Terörizme Karşı Savaşla savaşının güzel bir şekilde yazılmış ilginç bir anlatısı... fevkalade okumaya değer.' -John Sweeney, The Literary Review- ‘Kahramanca... korkunç doğru geliyor. Blair Hükümetinin ahlaken iflasını açıklamaya yardımcı oluyor. -Sir Max Hastings- ‘Özbek halkı Craig Murray için tek kelime kullanıyor: Kahraman' -Muhammed Salih- ‘Craig Murray, tüm Dışişleri camiası için derin bir utanç kaynağı olmuştur' -Jack Straw- (Eski Britanya Dışişleri Bakanı) ‘Ben, Craig Murray gibi diplomatların neslinin artık tükendiğini düşünüyordum. Son derece ilkeli bir adam' -John Pilger- ‘Kitap fevkalade... bir Graham Greene romanın çok komik bir türü (gibi)' -Michael Winterbottom- Craig Murray, görevinin başına geçmek için 2002'de Özbekistan'a vardığında, parlak bir kariyeri ve de viski ve kadınlara düşkünlüğü olan genç bir büyükelçiydi. Ancak muhalif mahkûmların kaynatılarak öldürüldüğü ve masum insanların devlet ajanları tarafından tecavüz edilip katledildiği haberlerini duyduktan sonra, sözde ‘demokratikleşmekte olan' ülkelerdeki hem kendinin hem de ülkesinin rolünü sorgulamaya başladı. Britanya hükümetinin işkenceyle elde edilen bilgileri kabul ettiğini keşfettikten sonra, Murray artık diplomatik sessizliğini sürdüremezdi. Öfkesini dile getirince, Washington ve Downing Street 10, onun gitmesi gerektiğine karar verdiler. Fakat Özbekistan sosyetik bir yaşam süren bu diplomatı değiştirmişti ve artık sessiz kalmasının imkânı yoktu. Bu içten ve zaman zaman şok edici hatıratında Murray, Terörizme Karşı Savaşın karanlık yüzünü ve kirli çamaşırlarını çekinmeden gün yüzüne çıkarmaktadır.