-Sessiz / Temel İlkeler Risalesi
-Sessiz ve siyah beyaz bir dünya içinde, varlığımızın ve ilkelerimizin ne olduğunu görmek ister misiniz?
-Sessiz, size siyah bir ayna sunuyor!
Çizgi roman her ülkede farklı gelişimler gösterir. Kabaca, Avrupa, Amerika ve Japon çizgi romanlarının farklı seyirlerde yol alması, özellikle de Avrupa çizgi romanının, Fransız, İtalyan, Belçika gibi ekollerle anılması bunun sonucundadır. Toplumsal yaşamda nükseden her türlü değişim, o ülkede yapılan çizgi romanın içeriğini ve biçimini de değiştirir.
Ayrıca bütün sanat türlerinde görülen bariz bir ayrım vardır. Edebiyat, sinema ve plastik sanatlarda bolca gördüğümüz ayrım şundan ibarettir: Kullanılan aktarma dilini kendi düşünceni, derdini, fikrini aktarmak için araç olarak mı kullanıyorsun yoksa bu dili yücelterek sektörün istediği arz talep dengesi içindeki yerini muhafaza mı ediyorsun?
Amerikan sinemalarının çoğu aynı konuları değişik açılarda çekerek sektörün varlığını tekrarlarken, sinema maharetini kendi derdi, varoluşu, düşüncesi için eviren Tarkovski, Godard, Ken Loach gibi sinemacıları örnek göstererek bu ayrımı daha net olarak ortaya koyabiliriz. Veya yazarlık hayatı boyunca yazdığı 20 roman aşk üzerineyken, yazdığı 4 metinle yazıyı insanlık üzerine projektör gibi tutan yazarlar vardır. Sanatçı ve zanaatkar ayrımı en çok burada kendini gösterir.
Çizgi roman da bundan ayrılamaz. Süper kahramanların, macera dolu gizemli hikayelerin aynı tekrarı oluşturduğu zaman dizgesinde, çizgiyi kendi başka hâller için kullanan çizerler de oldu. Saul Steinberg, J.M. Bosc, Art Spiegelman, Doğan Güneş gibi…
"Sessiz/ Temel İlkeler Risale"si kitabı da bu örnekten sayılabilir. Hem çizim hem anlatım hem de ele aldığı konular yüzünden çizgi romanı farklı bir platforma taşıyıp çizgiyle de makale yazılabileceğini gösteriyor.
Burada ve dünyada ilk defa denenen bu anlatım türü, çizerlik hayatı boyunca çizgiyi bir araç olarak farklı dil formlarında kullanan Turgut Yüksel'in kaleminden kitap olarak biçimlendi.
Tekdüzeleşmiş dünyada unutulan temel ilkelerin ne olduğunu ve neye dönüştüğünü anlatan bu çalışma son dönemin ilgi çekici "neo-noir" kitaplarından biri…
-Sessiz / Temel İlkeler Risalesi
-Sessiz ve siyah beyaz bir dünya içinde, varlığımızın ve ilkelerimizin ne olduğunu görmek ister misiniz?
-Sessiz, size siyah bir ayna sunuyor!
Çizgi roman her ülkede farklı gelişimler gösterir. Kabaca, Avrupa, Amerika ve Japon çizgi romanlarının farklı seyirlerde yol alması, özellikle de Avrupa çizgi romanının, Fransız, İtalyan, Belçika gibi ekollerle anılması bunun sonucundadır. Toplumsal yaşamda nükseden her türlü değişim, o ülkede yapılan çizgi romanın içeriğini ve biçimini de değiştirir.
Ayrıca bütün sanat türlerinde görülen bariz bir ayrım vardır. Edebiyat, sinema ve plastik sanatlarda bolca gördüğümüz ayrım şundan ibarettir: Kullanılan aktarma dilini kendi düşünceni, derdini, fikrini aktarmak için araç olarak mı kullanıyorsun yoksa bu dili yücelterek sektörün istediği arz talep dengesi içindeki yerini muhafaza mı ediyorsun?
Amerikan sinemalarının çoğu aynı konuları değişik açılarda çekerek sektörün varlığını tekrarlarken, sinema maharetini kendi derdi, varoluşu, düşüncesi için eviren Tarkovski, Godard, Ken Loach gibi sinemacıları örnek göstererek bu ayrımı daha net olarak ortaya koyabiliriz. Veya yazarlık hayatı boyunca yazdığı 20 roman aşk üzerineyken, yazdığı 4 metinle yazıyı insanlık üzerine projektör gibi tutan yazarlar vardır. Sanatçı ve zanaatkar ayrımı en çok burada kendini gösterir.
Çizgi roman da bundan ayrılamaz. Süper kahramanların, macera dolu gizemli hikayelerin aynı tekrarı oluşturduğu zaman dizgesinde, çizgiyi kendi başka hâller için kullanan çizerler de oldu. Saul Steinberg, J.M. Bosc, Art Spiegelman, Doğan Güneş gibi…
"Sessiz/ Temel İlkeler Risale"si kitabı da bu örnekten sayılabilir. Hem çizim hem anlatım hem de ele aldığı konular yüzünden çizgi romanı farklı bir platforma taşıyıp çizgiyle de makale yazılabileceğini gösteriyor.
Burada ve dünyada ilk defa denenen bu anlatım türü, çizerlik hayatı boyunca çizgiyi bir araç olarak farklı dil formlarında kullanan Turgut Yüksel'in kaleminden kitap olarak biçimlendi.
Tekdüzeleşmiş dünyada unutulan temel ilkelerin ne olduğunu ve neye dönüştüğünü anlatan bu çalışma son dönemin ilgi çekici "neo-noir" kitaplarından biri…