Laforgue'un şiirinde ilk bakışta dizeler arasındaki ilişki birbirinden kopuk gözükse de bunlar birbirini tamamlayan bir çokgenin köşeleri gibidir. Şiir bittiğinde bitiş sonrası amaçlanan anlam, o derin tasavvur, okuyucuda istenen sonucu bırakmış olur. Anlam şiirin bütününe yedirilmiştir. Yani imgeler parlak bir yüzeyde birbiri peşi sıra parlayan aynı ışığın binlerce yansıması gibi hep aynı çağrışımları duyurmayı amaçlar. Bir imge bombardımanı. Ama anlaşılır, sade bir dil, bir çeşit konuşma diliyle yazılmış bir söz bombardımanı. Şiirinde okuyucuyu zorlayan şey belki dinle olan derin ilişki olabilir -ama hemen gözükmeyen bir ilişki- fakat , şairin dinle olan ilişkisi yalnızca varoluş sorununun şairde bıraktığı gizemsel izlenimler olarak anlaşıldığında anahtar kendi kendine döner kilidin içinde.
Bu büyük şairi mutlaka okumak gerekir.
Noktürn
Can çekişen bir gün eski Günü düşünüyorum,
Soluk soluğayım, korkuyorum, parmağımı dayamışım şakağıma,
Ama karşıda, çene çalan üç genç kız,
Nakış işliyorlar lambanın dingin ışığında.
Kasım 1880
Laforgue'un şiirinde ilk bakışta dizeler arasındaki ilişki birbirinden kopuk gözükse de bunlar birbirini tamamlayan bir çokgenin köşeleri gibidir. Şiir bittiğinde bitiş sonrası amaçlanan anlam, o derin tasavvur, okuyucuda istenen sonucu bırakmış olur. Anlam şiirin bütününe yedirilmiştir. Yani imgeler parlak bir yüzeyde birbiri peşi sıra parlayan aynı ışığın binlerce yansıması gibi hep aynı çağrışımları duyurmayı amaçlar. Bir imge bombardımanı. Ama anlaşılır, sade bir dil, bir çeşit konuşma diliyle yazılmış bir söz bombardımanı. Şiirinde okuyucuyu zorlayan şey belki dinle olan derin ilişki olabilir -ama hemen gözükmeyen bir ilişki- fakat , şairin dinle olan ilişkisi yalnızca varoluş sorununun şairde bıraktığı gizemsel izlenimler olarak anlaşıldığında anahtar kendi kendine döner kilidin içinde.
Bu büyük şairi mutlaka okumak gerekir.
Noktürn
Can çekişen bir gün eski Günü düşünüyorum,
Soluk soluğayım, korkuyorum, parmağımı dayamışım şakağıma,
Ama karşıda, çene çalan üç genç kız,
Nakış işliyorlar lambanın dingin ışığında.
Kasım 1880