Izdıraplı feryatlar, düşman henüz İstanbul'a girmeden, işgal yüreklerde sessiz haykırışları yükseltmeden çok önce halkın kulağında yer etmişti. 2. Meşrutiyet'in ertesinde, Sultan Mehmet Reşat sembolik tahtında otururken, yeni hükümet 1328 (1910) senesinde İstanbul sokaklarını kuduz salgınından gözetmek amacıyla on binlerce köpeği telef olmaları için sürgüne gönderme kararı almıştı. Şehrin onursuz ve insanlıktan uzak serserilerinin, eline yevmiyeleriyle birlikte demir kıskaçlar tutuşturarak köpekleri kan revan içinde mavnalara istiflettirdikten sonra Fenerbahçe burnundan 3 fersah açıktaki kıraç bir kaya parçasına, Sivriada'ya terk ettiler.
Kuduzun hızla yayıldığı adada, on binlerce köpek birbirlerini parçalarken çıkan hırlamalar, uğuldamalar ve iniltiler, dalgalarla birlikte şehre her vurduğunda sessiz kalanlar bile anladı; bu işte hiçbir hayır yoktu. 1330 (1912) yılında Marmara havzasında yaşanan müthiş zelzeleden İstanbul'un işgaline kadar sayısız uğursuzluk, o iniltileri kimi zaman avaz avaz kimi zaman içten içe devam ettirdi.
1925 senesi İstanbul'unda kimse duymasa da Hayırsız Ada'dan hâlâ feryatlar yükseliyordu ve gece beraberinde şehre dehşeti getiriyordu. “Yeditepe Canavarı” vak'asını yeni aydınlatmış İfşa-yi Sırr Teşkilatı muvazzafları Seyfettin Efendi ve esrardaşları Doktor Aziz, Pehlivan İsmail, Casus Esat ve Mühendis Münevver bu sefer insanlıktan yoksun, ziyadesiyle vahşi bir alçaklıkla yüzleşmek zorunda kalacaktı.
Eğer ki olacaklar sizi meraka ve heyecana sevk ettiyse, Devrim Kunter ve Cihan Türe'nin beraber kaleme aldıkları bu olağanüstü Seyfettin Efendi macerasına tanık bulunmanızdan sonsuz kıvanç duyarız.
Izdıraplı feryatlar, düşman henüz İstanbul'a girmeden, işgal yüreklerde sessiz haykırışları yükseltmeden çok önce halkın kulağında yer etmişti. 2. Meşrutiyet'in ertesinde, Sultan Mehmet Reşat sembolik tahtında otururken, yeni hükümet 1328 (1910) senesinde İstanbul sokaklarını kuduz salgınından gözetmek amacıyla on binlerce köpeği telef olmaları için sürgüne gönderme kararı almıştı. Şehrin onursuz ve insanlıktan uzak serserilerinin, eline yevmiyeleriyle birlikte demir kıskaçlar tutuşturarak köpekleri kan revan içinde mavnalara istiflettirdikten sonra Fenerbahçe burnundan 3 fersah açıktaki kıraç bir kaya parçasına, Sivriada'ya terk ettiler.
Kuduzun hızla yayıldığı adada, on binlerce köpek birbirlerini parçalarken çıkan hırlamalar, uğuldamalar ve iniltiler, dalgalarla birlikte şehre her vurduğunda sessiz kalanlar bile anladı; bu işte hiçbir hayır yoktu. 1330 (1912) yılında Marmara havzasında yaşanan müthiş zelzeleden İstanbul'un işgaline kadar sayısız uğursuzluk, o iniltileri kimi zaman avaz avaz kimi zaman içten içe devam ettirdi.
1925 senesi İstanbul'unda kimse duymasa da Hayırsız Ada'dan hâlâ feryatlar yükseliyordu ve gece beraberinde şehre dehşeti getiriyordu. “Yeditepe Canavarı” vak'asını yeni aydınlatmış İfşa-yi Sırr Teşkilatı muvazzafları Seyfettin Efendi ve esrardaşları Doktor Aziz, Pehlivan İsmail, Casus Esat ve Mühendis Münevver bu sefer insanlıktan yoksun, ziyadesiyle vahşi bir alçaklıkla yüzleşmek zorunda kalacaktı.
Eğer ki olacaklar sizi meraka ve heyecana sevk ettiyse, Devrim Kunter ve Cihan Türe'nin beraber kaleme aldıkları bu olağanüstü Seyfettin Efendi macerasına tanık bulunmanızdan sonsuz kıvanç duyarız.