Anadolu Türk - İslam kültür ve medeniyetini oluşturması ve ona temel olması gibi birçok bakımlardan, Anadolu Selçukluları devri kültür ve medeniyeti ve bu devirde yaratılan ilmi, siyasi, sosyal ve ekonomik ortam büyük önemi haizdir. Yalnız geçmişte değil, bugün dahil Türkiyemizin dini karakterini, ilmi ve fikri gücünü, sosyal ve kültürel yapısını, o devrin dini zümrelerinden ve fikri akımlarından, ilmi ve siyasi düşüncelerinden ayrı olarak incelemek ve sıhhatli bir sonuca varmak mümkün değildir. O devirde zuhur etmiş bazı dini ve fikri cereyanlar (Mevlevilik, Bektaşilik gibi) bu gün bile yaşamakta ve toplumumuzda etkisini hissettirmektedir. Anadolu'nun Türkler tarafından fethedilişini takip eden üç asır içinde, Anadolu'yu yeniden imar eden, Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında emeği geçen birçok fikir adamı, şair mutasavvıf, san'atkar ve devlet adamının adı ve sanı unutulmuş, birçoklarının da sadece adı ve menkıbeleşmiş sahsiyetinden bazı izler ve hikayeler günümüze kadar gelmiştir. Anadolu'nun kültürel mimarları diyebileceğimiz bu kahramanların hatırası hala Anadolu insanının hafızasında yaşamakta ve hatıraları saygıyla yadedilip, titizlikle muhafaza edilmektedir. Bu dönemden kalan, kurucusu bilinmeyen yüzlerce tekke, zaviye, medrese ve yatır bulunmaktadır. Bu yatır ve makamlar Anadolu insanının kutsal sayıp, ta'zimle ziyaret ettiği yerlerdir. Bu dönemde Anadolu'yu imar eden bu fikir adamları, Türkmen halkın rehberleri olmuş, muhtelif sosyal ve kültürel teşkilatlar da kurmuşlardır. Bu sosyal ve kültürel teşkilatlar sayesinde, Anadolu kültürel bakımdan imar edilmiştir.
Anadolu Türk - İslam kültür ve medeniyetini oluşturması ve ona temel olması gibi birçok bakımlardan, Anadolu Selçukluları devri kültür ve medeniyeti ve bu devirde yaratılan ilmi, siyasi, sosyal ve ekonomik ortam büyük önemi haizdir. Yalnız geçmişte değil, bugün dahil Türkiyemizin dini karakterini, ilmi ve fikri gücünü, sosyal ve kültürel yapısını, o devrin dini zümrelerinden ve fikri akımlarından, ilmi ve siyasi düşüncelerinden ayrı olarak incelemek ve sıhhatli bir sonuca varmak mümkün değildir. O devirde zuhur etmiş bazı dini ve fikri cereyanlar (Mevlevilik, Bektaşilik gibi) bu gün bile yaşamakta ve toplumumuzda etkisini hissettirmektedir. Anadolu'nun Türkler tarafından fethedilişini takip eden üç asır içinde, Anadolu'yu yeniden imar eden, Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında emeği geçen birçok fikir adamı, şair mutasavvıf, san'atkar ve devlet adamının adı ve sanı unutulmuş, birçoklarının da sadece adı ve menkıbeleşmiş sahsiyetinden bazı izler ve hikayeler günümüze kadar gelmiştir. Anadolu'nun kültürel mimarları diyebileceğimiz bu kahramanların hatırası hala Anadolu insanının hafızasında yaşamakta ve hatıraları saygıyla yadedilip, titizlikle muhafaza edilmektedir. Bu dönemden kalan, kurucusu bilinmeyen yüzlerce tekke, zaviye, medrese ve yatır bulunmaktadır. Bu yatır ve makamlar Anadolu insanının kutsal sayıp, ta'zimle ziyaret ettiği yerlerdir. Bu dönemde Anadolu'yu imar eden bu fikir adamları, Türkmen halkın rehberleri olmuş, muhtelif sosyal ve kültürel teşkilatlar da kurmuşlardır. Bu sosyal ve kültürel teşkilatlar sayesinde, Anadolu kültürel bakımdan imar edilmiştir.