Babadan kalma çiftlik, fabrika ve koruluğu borçlarıyla birlikte devralan Yevgeni, Tolstoy'un ideal aile mitos'unun küçük bir modelini temsil eder. Çiftlikte yaşayan ve koca şehir dışında bulunan köylü kadın, adeta görüntüsüyle ya da uzaktan etkisiyle, Yevgeni'yi aklın ve iradenen hakmana yitirdiği bir cehenneme doğru sürüklemeye başlar. Yevgeni, kadından hiç etkilenmediğini sanmakta, etkilenmemeye dair kendine söz vermekte, ama en ufak bir temas, uzaktan görme hali bile, içindeki arzuları dizginleyememesine neden olmaktadır. Yevgeni, bir 'şeytan kadın'ın kurbanı değildir; çünkü köylü kadın gerek statüsü, gerkse entelektüel birikimiyle, 'şeytan" niteliğini hak etmemekle, edilgen, kendi dünyasında ve koşullarında varolan bir tür 'uyarıcı nesne' vazifesi görmektedir. Şeytan, Yevgeni'nin kendi içinde, adı konmayacak bir derinliktedir. Belki de şeytan, "Aşkın Metafiziği'ndeki o sinsi, hilebaz "iradedir"...
Babadan kalma çiftlik, fabrika ve koruluğu borçlarıyla birlikte devralan Yevgeni, Tolstoy'un ideal aile mitos'unun küçük bir modelini temsil eder. Çiftlikte yaşayan ve koca şehir dışında bulunan köylü kadın, adeta görüntüsüyle ya da uzaktan etkisiyle, Yevgeni'yi aklın ve iradenen hakmana yitirdiği bir cehenneme doğru sürüklemeye başlar. Yevgeni, kadından hiç etkilenmediğini sanmakta, etkilenmemeye dair kendine söz vermekte, ama en ufak bir temas, uzaktan görme hali bile, içindeki arzuları dizginleyememesine neden olmaktadır. Yevgeni, bir 'şeytan kadın'ın kurbanı değildir; çünkü köylü kadın gerek statüsü, gerkse entelektüel birikimiyle, 'şeytan" niteliğini hak etmemekle, edilgen, kendi dünyasında ve koşullarında varolan bir tür 'uyarıcı nesne' vazifesi görmektedir. Şeytan, Yevgeni'nin kendi içinde, adı konmayacak bir derinliktedir. Belki de şeytan, "Aşkın Metafiziği'ndeki o sinsi, hilebaz "iradedir"...