Üç dönemi yaşamış, her döneme muhalefet etmiş bir siyaset adamı; ilklere imza atmış bir düşünür ve ilim adamı: Rıza Nur. Sinop'ta dünyaya geldi. Çocukluğu bu kentte geçti. Tahsil hayatının en renkli dönemini Tıbbiye'de geçirdi. 1901 yılında doktor oldu. Gülhane Askeri hastanesinde başladığı doktorluk mesleğini aynı hastanede Cerrahi Muallimi olarak sürdürdü. 2. Meşrutiyet'in ilanı sonrası Sinop milletvekili seçildi. İttihad ve Terakki Fırkası mensubu olarak girdiği mebusan meclisinde ilk muhaliflerden biriydi. 1909 yılında yazdığı “Görüyorum ki iş fenaya gidiyor” başlıklı yazısı Türk siyasetinde büyük bir yankı uyandırdı. Ahrar Fırkası'na katıldı ve sonu sürgünlerle biten muhalefet yaşamı başladı. Hürriyet ve İtilaf Fırkasının kuruluşunda rol oynadı. Önce milletvekilliği sona erdi, sonra meşhur Bekir Ağa bölüğüne hapsedildi. 1. Dünya savaşı yıllarını Avrupa'da ve Mısır'da sürgünde geçirdi.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nde ve TBMM'de Sinop milletvekiliydi. Milli Mücadelede aktif rol aldı. İlk Milli Eğitim Bakanı oldu. Dışişleri Bakanlığı vekilliği yaptı. Bu sırada Moskova ve Ukrayna antlaşmalarının teatisinde bulundu. Sıhhiye bakanlığı döneminde Milli Mücadele'nin başarıya ulaştırılmasında büyük emekler harcadı. Saltanatın kaldırılması ve Lozan antlaşması gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atan siyasi gelişmelerde yine başrollerdeydi. 1926 İzmir Suikastı sonrası yurt dışına gitti. Uzun yıllar Avrupa'da ve Mısır'da yaşadı. Atatürk'ün ölümünden sonra Türkiye'ye döndü.
Siyasi görevleri sırasında bir taraftan da ilmi çalışmalarda bulundu. Tıp alanının dışında özellikle Türk Tarihini aydınlatan eserlere imza attı. On dört ciltlik Türk Tarihi adlı eseri en hacimli olanıdır. Türk Bilik Revüsü ve Tanrıdağ dergilerini neşretti. Ayrıca kendisiyle ve cumhuriyet tarihiyle hesaplaştığı Hayat ve Hatıratım adlı eseri son döneme olan muhalefetiydi. Gerek siyasi gerekse ilmi yaşamında Türkçülük yönü daima ağır bastı. Atsız'ın mezar taşına yazdırdığı gibi Rıza Nur, “Türklük için yaşadı, öldü”.
Üç dönemi yaşamış, her döneme muhalefet etmiş bir siyaset adamı; ilklere imza atmış bir düşünür ve ilim adamı: Rıza Nur. Sinop'ta dünyaya geldi. Çocukluğu bu kentte geçti. Tahsil hayatının en renkli dönemini Tıbbiye'de geçirdi. 1901 yılında doktor oldu. Gülhane Askeri hastanesinde başladığı doktorluk mesleğini aynı hastanede Cerrahi Muallimi olarak sürdürdü. 2. Meşrutiyet'in ilanı sonrası Sinop milletvekili seçildi. İttihad ve Terakki Fırkası mensubu olarak girdiği mebusan meclisinde ilk muhaliflerden biriydi. 1909 yılında yazdığı “Görüyorum ki iş fenaya gidiyor” başlıklı yazısı Türk siyasetinde büyük bir yankı uyandırdı. Ahrar Fırkası'na katıldı ve sonu sürgünlerle biten muhalefet yaşamı başladı. Hürriyet ve İtilaf Fırkasının kuruluşunda rol oynadı. Önce milletvekilliği sona erdi, sonra meşhur Bekir Ağa bölüğüne hapsedildi. 1. Dünya savaşı yıllarını Avrupa'da ve Mısır'da sürgünde geçirdi.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nde ve TBMM'de Sinop milletvekiliydi. Milli Mücadelede aktif rol aldı. İlk Milli Eğitim Bakanı oldu. Dışişleri Bakanlığı vekilliği yaptı. Bu sırada Moskova ve Ukrayna antlaşmalarının teatisinde bulundu. Sıhhiye bakanlığı döneminde Milli Mücadele'nin başarıya ulaştırılmasında büyük emekler harcadı. Saltanatın kaldırılması ve Lozan antlaşması gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atan siyasi gelişmelerde yine başrollerdeydi. 1926 İzmir Suikastı sonrası yurt dışına gitti. Uzun yıllar Avrupa'da ve Mısır'da yaşadı. Atatürk'ün ölümünden sonra Türkiye'ye döndü.
Siyasi görevleri sırasında bir taraftan da ilmi çalışmalarda bulundu. Tıp alanının dışında özellikle Türk Tarihini aydınlatan eserlere imza attı. On dört ciltlik Türk Tarihi adlı eseri en hacimli olanıdır. Türk Bilik Revüsü ve Tanrıdağ dergilerini neşretti. Ayrıca kendisiyle ve cumhuriyet tarihiyle hesaplaştığı Hayat ve Hatıratım adlı eseri son döneme olan muhalefetiydi. Gerek siyasi gerekse ilmi yaşamında Türkçülük yönü daima ağır bastı. Atsız'ın mezar taşına yazdırdığı gibi Rıza Nur, “Türklük için yaşadı, öldü”.