Sırdeniz İstanbul Mecusileri -1

Stok Kodu:
9789753298841
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
304
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
9789753298841
475993
Sırdeniz
Sırdeniz İstanbul Mecusileri -1
20.00

Sırdeniz - İstanbul Mecusileri 1

Macera Sırdeniz'le başlıyor...

Büyükada'da yıkık bir yetimhaneye ustaca gizlenmiş kadim Mecusi İmparatorluk Akademisi... Marmara'nın, zehirlenerek soyları hızla tükenmekte olan deryagilleri... Kapadokya'nın yeraltı mağaralarında saklanmış efsunlu bir ayna.... İki ayrı dünyadan ebedi bir efsunla birbirlerine bağlanmış Eflatun'la Anteaeus... Sırdeniz... Bir kurtuluş, bir ayrılık... “Gerçek” İstanbul'da “büyülü” bir maceraya hazır mısınız?

“Bir şapırtı duydu ve nefesini tuttu. Sonra, göz ucuyla bakınca, iskelenin kenarına bir çift elin tutunduğunu gördü. Ellerden birinin parmağında altın bir yüzük vardı. Tırnakları yeşilimtırak maviydi. İskeleden kalkmak ve var gücüyle kaçmak istedi ama oracıkta donakalmıştı. Sonra bir ses onu Latince selamladı. Bir oğlan sesiydi.
Bakmaya mecburdu. Ellere doğru yaklaştı ve kenardan eğilip baktı. Gördüğü şey karşısında tümüyle hazırlıksızdı, ağzı bir karış açık kaldı.

Hayatında gördüğü en güzel oğlandı. Yalnız belli ki tam bir oğlan değildi. En azından bir insan oğlu değildi. Onunla yaşıt, belki de biraz büyüktü. Sırım gibi yapılıydı, sadece ellerini kullanarak bedenini yarısına kadar sudan çıkarmıştı.

Sırdeniz - İstanbul Mecusileri 1

Macera Sırdeniz'le başlıyor...

Büyükada'da yıkık bir yetimhaneye ustaca gizlenmiş kadim Mecusi İmparatorluk Akademisi... Marmara'nın, zehirlenerek soyları hızla tükenmekte olan deryagilleri... Kapadokya'nın yeraltı mağaralarında saklanmış efsunlu bir ayna.... İki ayrı dünyadan ebedi bir efsunla birbirlerine bağlanmış Eflatun'la Anteaeus... Sırdeniz... Bir kurtuluş, bir ayrılık... “Gerçek” İstanbul'da “büyülü” bir maceraya hazır mısınız?

“Bir şapırtı duydu ve nefesini tuttu. Sonra, göz ucuyla bakınca, iskelenin kenarına bir çift elin tutunduğunu gördü. Ellerden birinin parmağında altın bir yüzük vardı. Tırnakları yeşilimtırak maviydi. İskeleden kalkmak ve var gücüyle kaçmak istedi ama oracıkta donakalmıştı. Sonra bir ses onu Latince selamladı. Bir oğlan sesiydi.
Bakmaya mecburdu. Ellere doğru yaklaştı ve kenardan eğilip baktı. Gördüğü şey karşısında tümüyle hazırlıksızdı, ağzı bir karış açık kaldı.

Hayatında gördüğü en güzel oğlandı. Yalnız belli ki tam bir oğlan değildi. En azından bir insan oğlu değildi. Onunla yaşıt, belki de biraz büyüktü. Sırım gibi yapılıydı, sadece ellerini kullanarak bedenini yarısına kadar sudan çıkarmıştı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat