Ekonomik gelişmeler, krizler ve küreselleşmenin etkisiyle işletme bünyelerinde meydana gelen değişimler işyerinin tamamının, işyerinin bir bölümünün veya işletmenin devredilmesini gerektirebilmektedir. Ticaret şirketlerinde bu devir satış, kira gibi hukuki işlemler vasıtasıyla gerçekleştirilebileceği gibi birleşme veya bölünme ile de mümkündür. İşverenin girişim özgürlüğü kapsamında değerlendirilen devir işlemleri yahut birleşme ve bölünmelerin getirdiği birtakım hukuki sorunlar iş ilişkilerinin devamlılığını etkileyerek iş güvencesinin sağlanması anlamında işçinin korunmasına yönelik birtakım önlemler alınmasını zorunlu kılar. Zira devir sonrası işverenler ekonomik veya organizasyonel sebeplerle çoğu zaman eski işçilerle çalışmasını sürdürmek istememekte yahut işyerlerinde işgücü fazlalığı meydana gelebilmektedir. Bu nedenle hem İş Kanunu'nda hem Türk Ticaret Kanunu'nda işçiyi koruma amacına yönelik düzenlemeler getirilmiştir. Mevzuatımızda işyeri devri, iş sözleşmesini sona erdiren bir neden olarak belirlenmemiş, tam aksine devir halinde iş ilişkilerinin kendiliğinden devralan işverene intikal edeceği kabul edilmiştir. Genel kural bu olmakla birlikte, konuyu düzenleyen İş Kanunu m. 6 ile Türk Ticaret Kanunu m. 178'in, birbiriyle çelişen ve işçiler arasında haksız ve gereksiz bir ayrıma neden olan farklı hükümleri mevcuttur. Bu çalışmada, işyeri devri konusu ayrıntılı olarak ele alındıktan sonra ticaret şirketlerinde birleşme, bölünme veya tür değiştirme yoluyla gerçekleştirilen yapısal değişikliklerin iş sözleşmelerine etkisi özel olarak incelenmiştir. Bunun için anılan iki kanun hükmüne karşılaştırmalı olarak yer verilmiş, çatışan hükümlerden hangisinin uygulanacağı belirlenmiştir. Birleşme veya bölünme aracılığıyla gerçekleşen işyeri devirlerinde işçinin hakları ve yükümlülükleri de karşılaştırmalı hukuk ışığında ele alınmıştır.
Ekonomik gelişmeler, krizler ve küreselleşmenin etkisiyle işletme bünyelerinde meydana gelen değişimler işyerinin tamamının, işyerinin bir bölümünün veya işletmenin devredilmesini gerektirebilmektedir. Ticaret şirketlerinde bu devir satış, kira gibi hukuki işlemler vasıtasıyla gerçekleştirilebileceği gibi birleşme veya bölünme ile de mümkündür. İşverenin girişim özgürlüğü kapsamında değerlendirilen devir işlemleri yahut birleşme ve bölünmelerin getirdiği birtakım hukuki sorunlar iş ilişkilerinin devamlılığını etkileyerek iş güvencesinin sağlanması anlamında işçinin korunmasına yönelik birtakım önlemler alınmasını zorunlu kılar. Zira devir sonrası işverenler ekonomik veya organizasyonel sebeplerle çoğu zaman eski işçilerle çalışmasını sürdürmek istememekte yahut işyerlerinde işgücü fazlalığı meydana gelebilmektedir. Bu nedenle hem İş Kanunu'nda hem Türk Ticaret Kanunu'nda işçiyi koruma amacına yönelik düzenlemeler getirilmiştir. Mevzuatımızda işyeri devri, iş sözleşmesini sona erdiren bir neden olarak belirlenmemiş, tam aksine devir halinde iş ilişkilerinin kendiliğinden devralan işverene intikal edeceği kabul edilmiştir. Genel kural bu olmakla birlikte, konuyu düzenleyen İş Kanunu m. 6 ile Türk Ticaret Kanunu m. 178'in, birbiriyle çelişen ve işçiler arasında haksız ve gereksiz bir ayrıma neden olan farklı hükümleri mevcuttur. Bu çalışmada, işyeri devri konusu ayrıntılı olarak ele alındıktan sonra ticaret şirketlerinde birleşme, bölünme veya tür değiştirme yoluyla gerçekleştirilen yapısal değişikliklerin iş sözleşmelerine etkisi özel olarak incelenmiştir. Bunun için anılan iki kanun hükmüne karşılaştırmalı olarak yer verilmiş, çatışan hükümlerden hangisinin uygulanacağı belirlenmiştir. Birleşme veya bölünme aracılığıyla gerçekleşen işyeri devirlerinde işçinin hakları ve yükümlülükleri de karşılaştırmalı hukuk ışığında ele alınmıştır.