"Birbirlerini hiç görmediler ama kaderleri iki kez çakıştı. İkisi de ilk aşklarını aynı kadında yaşadılar." "Siyah Lale" ve "Patrona Halil", ikisi de onların gerçek isimleri değildi. Biri Horpeşte'den, diğeri Muşkara'dan kalkmış gelmiş, değişik nedenlerle İstanbul'u mesken tutmuşlardı. Birbirlerini hiç görmediler ama kaderleri iki kez çakıştı. İkisi de ilk aşklarını aynı kadında yaşadılar. İkisinin de ölümü aynı şekilde oldu. Biri Osmanlı'ya sadrazam oldu, ülkeye birçok ilkleri getirdi, dershaneler, mektepler, kütüphaneler açtı. Avrupai saraylar, konaklar, mesire yerleri yaptırttı, bir devre adını verdi. Diğeri Osmanlı'ya başkaldırdı, ayaklandı. Sarayların, konakların yıkılıp yağmalanmasına sebep oldu. İlkinin, on iki yılı sadarette olmak üzere yönetimde etkinliği yirmi yedi yıl, ikincisinin sadarete katılımı kırk dokuz gün sürdü. Ama bugün İkincisinin adını, "Patrona Halil"i hatırlayanlar, ilkini, Sadrazam Damat İbrahim Paşa'yı hatırlayanlardan daha fazladır. 18. Yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan ilginç bir ayaklanmanın üzerine inşa edilmiş bu romanda, bir yandan Osmanlı'nın ilk batılılaşma çabalarına, romantik bir sadrazamın ön ayak olduğu Lale Devri'ne, o günlerdeki toplumun ilginç kurumlarına, halkın yaşamına, sürtüşmelere şahit olurken, diğer yandan da bir katliam sonucu orta yerde kalan üç kardeşin ilginç serüvenlerine, sıra dışı ilişkilerine ve aşklarına ortak olacaksınız. Gerçek tarihi olgularla, kurguların iç içe girdiği bu hikayeler zincirini merak ve heyecanla okuyacak, kitabın kapağını kapattıktan sonra da o günlere ait ilginç bilgiler edindiğinizi göreceksiniz.
"Birbirlerini hiç görmediler ama kaderleri iki kez çakıştı. İkisi de ilk aşklarını aynı kadında yaşadılar." "Siyah Lale" ve "Patrona Halil", ikisi de onların gerçek isimleri değildi. Biri Horpeşte'den, diğeri Muşkara'dan kalkmış gelmiş, değişik nedenlerle İstanbul'u mesken tutmuşlardı. Birbirlerini hiç görmediler ama kaderleri iki kez çakıştı. İkisi de ilk aşklarını aynı kadında yaşadılar. İkisinin de ölümü aynı şekilde oldu. Biri Osmanlı'ya sadrazam oldu, ülkeye birçok ilkleri getirdi, dershaneler, mektepler, kütüphaneler açtı. Avrupai saraylar, konaklar, mesire yerleri yaptırttı, bir devre adını verdi. Diğeri Osmanlı'ya başkaldırdı, ayaklandı. Sarayların, konakların yıkılıp yağmalanmasına sebep oldu. İlkinin, on iki yılı sadarette olmak üzere yönetimde etkinliği yirmi yedi yıl, ikincisinin sadarete katılımı kırk dokuz gün sürdü. Ama bugün İkincisinin adını, "Patrona Halil"i hatırlayanlar, ilkini, Sadrazam Damat İbrahim Paşa'yı hatırlayanlardan daha fazladır. 18. Yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan ilginç bir ayaklanmanın üzerine inşa edilmiş bu romanda, bir yandan Osmanlı'nın ilk batılılaşma çabalarına, romantik bir sadrazamın ön ayak olduğu Lale Devri'ne, o günlerdeki toplumun ilginç kurumlarına, halkın yaşamına, sürtüşmelere şahit olurken, diğer yandan da bir katliam sonucu orta yerde kalan üç kardeşin ilginç serüvenlerine, sıra dışı ilişkilerine ve aşklarına ortak olacaksınız. Gerçek tarihi olgularla, kurguların iç içe girdiği bu hikayeler zincirini merak ve heyecanla okuyacak, kitabın kapağını kapattıktan sonra da o günlere ait ilginç bilgiler edindiğinizi göreceksiniz.