Cengiz Kaplan'ın son şiir kitabını okudum. ‘‘Sokaktan Gelen Mektup''. Sokak çocuklarını dizelemiş kitabında, onların hikâyelerini. ‘‘İçeriden'' yazılmış bir kitap. Hem çok gözlenmiş sokak çocukları, hem ‘‘yaşanmış''.
Kaplan sosyal hizmet uzmanı aynı zamanda. Dizelerine ‘‘sokağın ilmi'' de yansımış. Belki tiyatrocu da olduğu için, sokak çocukları ve tiratlar daha çığlık çığlığa kitabında. Ve capcanlı, hakiki. Bazen ‘‘sahi niye korkuyorsun/ben sizin çocuğunuz değilim'' iniyor onların koyu yalnızlığının derinliklerine. Bazen ‘‘fotoğraf makineleri onları oyuncak sanıyor''...
‘‘Çocuk'' Cengiz Kaplan'ın çoktan akrabası zaten. Çok yakını, belki yüreğinin saklı kapakçığı. Okuyorum kitabı. Sayfalarında onlarca çocuk geziniyor etrafımda. Ellerinde kısa saplı, boynu bükük güllerle. Hepsi kısa saplı gül çocukları; kısa saplı/sapsız hayatlar...
Ve hüzünle bir kez daha hatırlıyorum: ‘‘İnsan yüreği kendine dönerse herkes çocuk...''
Cengiz Kaplan'ın son şiir kitabını okudum. ‘‘Sokaktan Gelen Mektup''. Sokak çocuklarını dizelemiş kitabında, onların hikâyelerini. ‘‘İçeriden'' yazılmış bir kitap. Hem çok gözlenmiş sokak çocukları, hem ‘‘yaşanmış''.
Kaplan sosyal hizmet uzmanı aynı zamanda. Dizelerine ‘‘sokağın ilmi'' de yansımış. Belki tiyatrocu da olduğu için, sokak çocukları ve tiratlar daha çığlık çığlığa kitabında. Ve capcanlı, hakiki. Bazen ‘‘sahi niye korkuyorsun/ben sizin çocuğunuz değilim'' iniyor onların koyu yalnızlığının derinliklerine. Bazen ‘‘fotoğraf makineleri onları oyuncak sanıyor''...
‘‘Çocuk'' Cengiz Kaplan'ın çoktan akrabası zaten. Çok yakını, belki yüreğinin saklı kapakçığı. Okuyorum kitabı. Sayfalarında onlarca çocuk geziniyor etrafımda. Ellerinde kısa saplı, boynu bükük güllerle. Hepsi kısa saplı gül çocukları; kısa saplı/sapsız hayatlar...
Ve hüzünle bir kez daha hatırlıyorum: ‘‘İnsan yüreği kendine dönerse herkes çocuk...''