'Sokrates Olsa Ne Derdi? ' bugün yaşamakta olduğumuz hayattan kaynaklanan karmaşık ve anlaşılması zor kavramlar hakkında aydınlanma arayışında olan herkes içindir. Öğretmenim Morrie ile Salı Buluşmaları ve Sophie'nin Dünyası gibi kitapların yakaladığı başarıya bakıldığında kamuoyunun okunabilir felsefeye karşı önemli bir ilgi duyduğu gözlenmektedir. 'Sokrates Olsa Ne Derdi? ' tam da buna cevap verebilecek bir kitap: yüzde yüz okunabilir.
Çok derin olanından paradoksal olanına, neşeliden klasiğe doğru çeşitlenen sorular arasında:
Ömrüm boyunca beni hiç kimse sevmezse, ben iyi bir hayat yaşamamış mı olacağım?
Bencil olmayan bir çocuğa sahip olmak için bir neden var mıdır?
Kötü sanat diye bir şey var mıdır?
Bir terörist ile bir özgürlük savaşçısı arasında ne fark vardır?
Onunla sevişirken başka birini hayal ettiğimi seks partnerime söylemem ahlak bakımından gerekli midir? gibi sorular bulunmaktadır.
Aristoteles, Locke ve sokrates gibi filozofların öğretilerine dair bilgilerini kendi iç dünyalarından kaynaklanan yorumlarla bütünleştiren felsefeciler, çok zor konuları özümlenebilir, kişisel ve hatta mizah dolu bir yaklaşımla ele almışlardır. Sorular arasında günümüzde hala sıcaklığını koruyan konular (savaş, ötenazi) olduğu gibi; din ve ahlakilik üzerine hiç sonu gelmeyecek bilmeceler (Tanrı'nın var olduğunu nasıl bilebiliriz?) ; zina, çocuk eğitimi ve seks ile ilgili kafa karışıklıkları yaratanlar ve 'çocuklarımızın Noel Baba'ya inanmaları doğru mudur? ' türünden daha az kaygı uyandıranlar yer almaktadır.
Sorulara verilen yanıtlara katılsanız da katılmasanız da bu kitap Sokrates'in ünlü sözünü -'irdelenmeyen bir hayat yaşanmaya değer değildir'- bir kez daha aklımıza düşürmekte; böylece, dünyada kendimize nasıl bir yol çizebileceğimiz konusunda bizi biraz daha derinlemesine, biraz daha eleştirel bir bakışla ve biraz daha filozofça düşünmeye yöneltmektedir.
'Sokrates Olsa Ne Derdi? ' bugün yaşamakta olduğumuz hayattan kaynaklanan karmaşık ve anlaşılması zor kavramlar hakkında aydınlanma arayışında olan herkes içindir. Öğretmenim Morrie ile Salı Buluşmaları ve Sophie'nin Dünyası gibi kitapların yakaladığı başarıya bakıldığında kamuoyunun okunabilir felsefeye karşı önemli bir ilgi duyduğu gözlenmektedir. 'Sokrates Olsa Ne Derdi? ' tam da buna cevap verebilecek bir kitap: yüzde yüz okunabilir.
Çok derin olanından paradoksal olanına, neşeliden klasiğe doğru çeşitlenen sorular arasında:
Ömrüm boyunca beni hiç kimse sevmezse, ben iyi bir hayat yaşamamış mı olacağım?
Bencil olmayan bir çocuğa sahip olmak için bir neden var mıdır?
Kötü sanat diye bir şey var mıdır?
Bir terörist ile bir özgürlük savaşçısı arasında ne fark vardır?
Onunla sevişirken başka birini hayal ettiğimi seks partnerime söylemem ahlak bakımından gerekli midir? gibi sorular bulunmaktadır.
Aristoteles, Locke ve sokrates gibi filozofların öğretilerine dair bilgilerini kendi iç dünyalarından kaynaklanan yorumlarla bütünleştiren felsefeciler, çok zor konuları özümlenebilir, kişisel ve hatta mizah dolu bir yaklaşımla ele almışlardır. Sorular arasında günümüzde hala sıcaklığını koruyan konular (savaş, ötenazi) olduğu gibi; din ve ahlakilik üzerine hiç sonu gelmeyecek bilmeceler (Tanrı'nın var olduğunu nasıl bilebiliriz?) ; zina, çocuk eğitimi ve seks ile ilgili kafa karışıklıkları yaratanlar ve 'çocuklarımızın Noel Baba'ya inanmaları doğru mudur? ' türünden daha az kaygı uyandıranlar yer almaktadır.
Sorulara verilen yanıtlara katılsanız da katılmasanız da bu kitap Sokrates'in ünlü sözünü -'irdelenmeyen bir hayat yaşanmaya değer değildir'- bir kez daha aklımıza düşürmekte; böylece, dünyada kendimize nasıl bir yol çizebileceğimiz konusunda bizi biraz daha derinlemesine, biraz daha eleştirel bir bakışla ve biraz daha filozofça düşünmeye yöneltmektedir.