"Forganya'da yazlar kısa sürerdi...En güzel mevsim sonbahardı. Altın renkli ışıklarına bir parça gümüş katardı güneş; daha da bir hoşlarşırdı. Cumartesi günleri, Ateşperestler'in kutsal günüydü...Her Ateş Tapınağı'nın önünde bir ‘Güneş Bahçesi' olurdu...Bütün inançlı Ateşperestler, o gün o bahçede toplanırlardı...Güneşin doğuşunu karşılarlardı...Hep birlikte dualar ederlerdi...İlahiler söylerlerdi....Güneşin doğuşuna bir dakika kala herkes susardı...Ateş rahipleri saksafonlarının ucunu tan yerine doğrulturlardı...'Yükselen Güneş İlahisi'ni çalarlardı...Kutsal Madde yavaş yavaş yükselmeye başlardı." Armağan Ethemoğlu bu kitabında, masalsı bir ülkeyi ve bu ülkenin insanlarını anlatıyor bize. Eski Kaf Dağlarının bulunduğu yerdeki bu hayali ülkenin adı Forganya'dır. Tuhaf inançları olan, krallarına tutkun, mutlu bir halkı vardır Forganya'nın. Ne varki, zamanın birinde başlarına olmadık felaketler gelmeye başlar. Önce ülkelerini terketmek zorunda kalırlar; "Ateş Tanrısı"nın onlara verdiği bir cezadır bu. Başka bir ülkeye göç edip oradaki kardeş bir halkla birlikte yaşarlar. Ardından krallarını kaybederler. Yeni kral, beklenmedik bir hızla değişir ve halkına karşı zalimleşir. Aslında o, başkalarının elinde bir oyuncak haline gelmiştir. Çevresini kuşatan çıkar grupları yönetirler onu. Sonra her şey yeniden değişmeye ve iyileşmeye başlar. Armağan Ethemoğlu, ustaca kurgulanmış ironik bir öyküyle, okuru mizahi ve ütopik bir yolculuğa çıkarıyor.
"Forganya'da yazlar kısa sürerdi...En güzel mevsim sonbahardı. Altın renkli ışıklarına bir parça gümüş katardı güneş; daha da bir hoşlarşırdı. Cumartesi günleri, Ateşperestler'in kutsal günüydü...Her Ateş Tapınağı'nın önünde bir ‘Güneş Bahçesi' olurdu...Bütün inançlı Ateşperestler, o gün o bahçede toplanırlardı...Güneşin doğuşunu karşılarlardı...Hep birlikte dualar ederlerdi...İlahiler söylerlerdi....Güneşin doğuşuna bir dakika kala herkes susardı...Ateş rahipleri saksafonlarının ucunu tan yerine doğrulturlardı...'Yükselen Güneş İlahisi'ni çalarlardı...Kutsal Madde yavaş yavaş yükselmeye başlardı." Armağan Ethemoğlu bu kitabında, masalsı bir ülkeyi ve bu ülkenin insanlarını anlatıyor bize. Eski Kaf Dağlarının bulunduğu yerdeki bu hayali ülkenin adı Forganya'dır. Tuhaf inançları olan, krallarına tutkun, mutlu bir halkı vardır Forganya'nın. Ne varki, zamanın birinde başlarına olmadık felaketler gelmeye başlar. Önce ülkelerini terketmek zorunda kalırlar; "Ateş Tanrısı"nın onlara verdiği bir cezadır bu. Başka bir ülkeye göç edip oradaki kardeş bir halkla birlikte yaşarlar. Ardından krallarını kaybederler. Yeni kral, beklenmedik bir hızla değişir ve halkına karşı zalimleşir. Aslında o, başkalarının elinde bir oyuncak haline gelmiştir. Çevresini kuşatan çıkar grupları yönetirler onu. Sonra her şey yeniden değişmeye ve iyileşmeye başlar. Armağan Ethemoğlu, ustaca kurgulanmış ironik bir öyküyle, okuru mizahi ve ütopik bir yolculuğa çıkarıyor.