“Eve girme yasağı koysak koruyabilir miyiz çocukları kırılmaktan? Çünkü bir çocuk eve girince büyür, katlayıp kaldırır kendini hayallerinden. Her gece havai fişek patlatmanız martıları şaşırtıyor biliyor musunuz? Parlak ışıklı eğlencenize nasıl öleceklerini dahi bilemiyorlar. Katırlar da dahil aslında kimse bilmiyor usulünce ölmeyi. Dört yaşındaki çocuktan, yetmiş yaşındaki dedeye kimse bilmiyor. Öyle kapılarının önünde uzanıp, biraz fazla abartılı ölüyorlar.”
Burak Tamdoğan'dan alıştığımız şiir formunu reddeden, kalemi eksiltip sözü çoğaltan bir kitap; Sondan Başa…
“Eve girme yasağı koysak koruyabilir miyiz çocukları kırılmaktan? Çünkü bir çocuk eve girince büyür, katlayıp kaldırır kendini hayallerinden. Her gece havai fişek patlatmanız martıları şaşırtıyor biliyor musunuz? Parlak ışıklı eğlencenize nasıl öleceklerini dahi bilemiyorlar. Katırlar da dahil aslında kimse bilmiyor usulünce ölmeyi. Dört yaşındaki çocuktan, yetmiş yaşındaki dedeye kimse bilmiyor. Öyle kapılarının önünde uzanıp, biraz fazla abartılı ölüyorlar.”
Burak Tamdoğan'dan alıştığımız şiir formunu reddeden, kalemi eksiltip sözü çoğaltan bir kitap; Sondan Başa…