Weber metodolojisinin önemli bir yönü toplum içinde grupların belirleyici rolü ile ilgili fikirleridir. Marks için “sınıf”, toplum analizinin esas miyarıdır. “Sınıf” topluluğun “şekli”ni verir. Weber'de ise “sınıf” topluluk içinde belirebilecek birkaç grup tipinin yalnız biridir. Weber'e göre sınıf “pazar şansları”na göre kümeleşen bir gruptur. Fakat bunun yanında siyasî güce sahip olmanın kümeleştirdiği gruplar vardır. Bunların küme esası “statü”dür. Osmanlı topluluğu için “statü” çok önemli bir rol oynar. Weber'e göre bu gruplardan yalnız biri değil, tümü birden toplum denkleminin dinamiğinin içine girer. Gene bunların Weber açısından “şeyler” olmadığı, Weber'in burada bir kontrast yaratarak topluluğun çalışmasını anlatmaya çalıştığını hatırlamak gerekir.
Döneminin Avrupası'nda toplumsal ve siyasal düşüncedeki bocalama ve eğilimlerin tipik bir temsilcisi olan Weber'in asıl önemi, özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Anglo-Amerikan sosyal bilimcileri tarafından Marksizm'in karşısına çıkarılan başlıca yazar ve esin kaynağı olmasıdır. Bu bakımdan görüşlerinin daha ayrıntılı ve kapsamlı bir biçimde tanınmasında yarar vardır.
Weber metodolojisinin önemli bir yönü toplum içinde grupların belirleyici rolü ile ilgili fikirleridir. Marks için “sınıf”, toplum analizinin esas miyarıdır. “Sınıf” topluluğun “şekli”ni verir. Weber'de ise “sınıf” topluluk içinde belirebilecek birkaç grup tipinin yalnız biridir. Weber'e göre sınıf “pazar şansları”na göre kümeleşen bir gruptur. Fakat bunun yanında siyasî güce sahip olmanın kümeleştirdiği gruplar vardır. Bunların küme esası “statü”dür. Osmanlı topluluğu için “statü” çok önemli bir rol oynar. Weber'e göre bu gruplardan yalnız biri değil, tümü birden toplum denkleminin dinamiğinin içine girer. Gene bunların Weber açısından “şeyler” olmadığı, Weber'in burada bir kontrast yaratarak topluluğun çalışmasını anlatmaya çalıştığını hatırlamak gerekir.
Döneminin Avrupası'nda toplumsal ve siyasal düşüncedeki bocalama ve eğilimlerin tipik bir temsilcisi olan Weber'in asıl önemi, özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Anglo-Amerikan sosyal bilimcileri tarafından Marksizm'in karşısına çıkarılan başlıca yazar ve esin kaynağı olmasıdır. Bu bakımdan görüşlerinin daha ayrıntılı ve kapsamlı bir biçimde tanınmasında yarar vardır.