1930 yılında İzmir'de doğan Kâmil Şekerkaran yıllarca İstanbul Şehir Orkestrası'nda 1. flütistlik
görevini üstlendi. Orkestradaki görevinin yanı sıra İstanbul İl Radyosu'nda yöneticilik ve
açıklamalı müzik programları yaptı.
Çeşitli üniversitelerde ve konservatuvarlarda flüt öğretmenliği de yapan Şekerkaran birçok
gazetede düzenli müzik yazıları yazmıştır.
Şu Romantik Müzikçiler isimli bu kitapta 50 yıllık müzik hayatında biriktirdiği kâh neşeli kâh
hüzünlü anılarını bulacaksınız.
Müzikçi olsun olmasın herkesin zevkle okuyacağı bir kitap.
“Solonun başlamasına 1-2 saniye kalmıştı. C. Reşit Rey, bakışıyla solo girişimi belirledi. İşte tam
o anda, birdenbire kolumdaki saat çalmaya başladı. Salonun sessizliği içinde saatin çalışı bir
kilise çanı gibi duyuluyordu. Şaşkınlığım sanırım dörtte bir saniye kadar sürdü. Bir sansar
çevikliğiyle saatin susturucusuna bir darbe indirdim ve soloya başladım ama ter içinde kalmıştım.
Uvertür sonunda C. Reşit Rey, Celâlʼle beni ayağa kaldırdığında, dinleyicilerden alışılmışın
dışında bir alkış aldık. Bu alkışlar saate mi bizlere miydi? Doğrusu bilemiyorum.”
1930 yılında İzmir'de doğan Kâmil Şekerkaran yıllarca İstanbul Şehir Orkestrası'nda 1. flütistlik
görevini üstlendi. Orkestradaki görevinin yanı sıra İstanbul İl Radyosu'nda yöneticilik ve
açıklamalı müzik programları yaptı.
Çeşitli üniversitelerde ve konservatuvarlarda flüt öğretmenliği de yapan Şekerkaran birçok
gazetede düzenli müzik yazıları yazmıştır.
Şu Romantik Müzikçiler isimli bu kitapta 50 yıllık müzik hayatında biriktirdiği kâh neşeli kâh
hüzünlü anılarını bulacaksınız.
Müzikçi olsun olmasın herkesin zevkle okuyacağı bir kitap.
“Solonun başlamasına 1-2 saniye kalmıştı. C. Reşit Rey, bakışıyla solo girişimi belirledi. İşte tam
o anda, birdenbire kolumdaki saat çalmaya başladı. Salonun sessizliği içinde saatin çalışı bir
kilise çanı gibi duyuluyordu. Şaşkınlığım sanırım dörtte bir saniye kadar sürdü. Bir sansar
çevikliğiyle saatin susturucusuna bir darbe indirdim ve soloya başladım ama ter içinde kalmıştım.
Uvertür sonunda C. Reşit Rey, Celâlʼle beni ayağa kaldırdığında, dinleyicilerden alışılmışın
dışında bir alkış aldık. Bu alkışlar saate mi bizlere miydi? Doğrusu bilemiyorum.”