Çocuk adalet sistemi kendine özel yargılama kuralları içeren tipik bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu farklılık çocuğun dünyasının büyüklere göre farklı niteliklere sahip olmasının bir ürünüdür. Aslında, çocuk adalet sistemini ortaya çıkaran temel faktör, çocukların büyüklere göre toplumsal risklere daha açık olmasıdır. Bu etki nedeniyledir ki, çocukların damgalanması ve de lekelenmesi büyüklere göre daha kolaydır. Her şeyden önce çocuk adalet sistemi, çocuklarla ilgili konularda "çocuk odaklı düşünme" tarzını geliştirmiştir. Bu sistem ayrıca, her konuda çocuğun menfaatine öncelik tanınması eksenli bir düşünme biçimi ortaya çıkarmıştır. Çocuk adalet sistemine göre yargılama yapmaktaki amaç maddi gerçeğin elde edilmesi olmayıp çocuğu topluma kazandırmaktır. Dolayısıyla bu sistemde cezanın önleyici amacı ikinci planda tutulmuştur.
Biz bu çalışmada, çocuk adalet sisteminin uluslararası sözleşme hükümleri ile mevzuat hükümleri çerçevesinde hakim olan ilkeleri, çocuklar hakkında alınabilecek koruyucu ve destekleyici tedbirlerin kapsam ve şartları, çocukllarla ilgili alınan tedbirlerin uygulamasının sağlanması açısından öngürülebilecek denetim ve özellikleri, sosyal çalışma görevlilerinin görevleri, sosyal inceleme raporları, çocuklar açısından büyüklere göre farklılık ortaya koyan soruşturma ve kavuşturma aşamasına dair ilkeler ile hüküm kurma ve cezanın bireyselleştirme açısından öngürülen layık hükümleri öğretideki düşünceler ile Yargıtay uygulaması çerçevesinde incelemeye çalıştık. Bununla birlikte, sosyal çalışma görevlisinin çalışması sırasında farklı bir suç tespit etmesi halinde nasıl davranacağı ve bu delilin hükme varmada kullanılabilip kullanılamayacağı, sosyal inceleme raporlarına hangi hallerde başvurabileceği, ele alınan konular arasında gelmektedir.
Çocuk adalet sistemi kendine özel yargılama kuralları içeren tipik bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu farklılık çocuğun dünyasının büyüklere göre farklı niteliklere sahip olmasının bir ürünüdür. Aslında, çocuk adalet sistemini ortaya çıkaran temel faktör, çocukların büyüklere göre toplumsal risklere daha açık olmasıdır. Bu etki nedeniyledir ki, çocukların damgalanması ve de lekelenmesi büyüklere göre daha kolaydır. Her şeyden önce çocuk adalet sistemi, çocuklarla ilgili konularda "çocuk odaklı düşünme" tarzını geliştirmiştir. Bu sistem ayrıca, her konuda çocuğun menfaatine öncelik tanınması eksenli bir düşünme biçimi ortaya çıkarmıştır. Çocuk adalet sistemine göre yargılama yapmaktaki amaç maddi gerçeğin elde edilmesi olmayıp çocuğu topluma kazandırmaktır. Dolayısıyla bu sistemde cezanın önleyici amacı ikinci planda tutulmuştur.
Biz bu çalışmada, çocuk adalet sisteminin uluslararası sözleşme hükümleri ile mevzuat hükümleri çerçevesinde hakim olan ilkeleri, çocuklar hakkında alınabilecek koruyucu ve destekleyici tedbirlerin kapsam ve şartları, çocukllarla ilgili alınan tedbirlerin uygulamasının sağlanması açısından öngürülebilecek denetim ve özellikleri, sosyal çalışma görevlilerinin görevleri, sosyal inceleme raporları, çocuklar açısından büyüklere göre farklılık ortaya koyan soruşturma ve kavuşturma aşamasına dair ilkeler ile hüküm kurma ve cezanın bireyselleştirme açısından öngürülen layık hükümleri öğretideki düşünceler ile Yargıtay uygulaması çerçevesinde incelemeye çalıştık. Bununla birlikte, sosyal çalışma görevlisinin çalışması sırasında farklı bir suç tespit etmesi halinde nasıl davranacağı ve bu delilin hükme varmada kullanılabilip kullanılamayacağı, sosyal inceleme raporlarına hangi hallerde başvurabileceği, ele alınan konular arasında gelmektedir.