Sierra Leona, bir zamanlar 'Afrika'nın Atina'sı' diye bilinen küçük bir ülke. Fakat Üçüncü Dünya'nın diğer bütün sömürge ve yarı-sömürge ülkeleri gibi, Batı'nın zulmünden ve açgözlülüğünden payını almaktan kurtulamayan bir kadere sahip; kanlı elmaslar ve siyasi çıkarlar uğruna yüzyıllar boyunca bu boyunduruğu başından defedemiyor. Nihayet 1961'de bağımsızlığına kavuştuktan sonra da, bu defa Batı eğitimi almış yoz siyasetçilerin ve askerlerin çıkarları, ülkeyi başka bir kaosa sürükleyip kan gölüne çeviriyor.
Yar-İngiliz, yarı-Afrikalı bir gazeteci olan yazar Aminatta Forna, bu romanda, bağımsızlık döneminin önemli siyasetçilerinden olup, devlet başkanı Siaka Stevens tarafından haksız yere vatana ihanetle suçlanarak idam edilen babasının hayatı ve ölümünü çevreleyen sessizliği bozmak için, çocukluğunun geçtiği Sierra Leone'ye dönüyor ve kendi trajik geçmişi üzerinden bütün ülkenin ve kıtanın tarihiyle hesaplaşıyor...
Sierra Leona, bir zamanlar 'Afrika'nın Atina'sı' diye bilinen küçük bir ülke. Fakat Üçüncü Dünya'nın diğer bütün sömürge ve yarı-sömürge ülkeleri gibi, Batı'nın zulmünden ve açgözlülüğünden payını almaktan kurtulamayan bir kadere sahip; kanlı elmaslar ve siyasi çıkarlar uğruna yüzyıllar boyunca bu boyunduruğu başından defedemiyor. Nihayet 1961'de bağımsızlığına kavuştuktan sonra da, bu defa Batı eğitimi almış yoz siyasetçilerin ve askerlerin çıkarları, ülkeyi başka bir kaosa sürükleyip kan gölüne çeviriyor.
Yar-İngiliz, yarı-Afrikalı bir gazeteci olan yazar Aminatta Forna, bu romanda, bağımsızlık döneminin önemli siyasetçilerinden olup, devlet başkanı Siaka Stevens tarafından haksız yere vatana ihanetle suçlanarak idam edilen babasının hayatı ve ölümünü çevreleyen sessizliği bozmak için, çocukluğunun geçtiği Sierra Leone'ye dönüyor ve kendi trajik geçmişi üzerinden bütün ülkenin ve kıtanın tarihiyle hesaplaşıyor...