“Sonradan farkına vardım ki, insanların beni anlamak gibi bir dertleri yoktu. Yoksaanneminne oldu yavrum canını sıkan bir şey mi vargibi yerindesorularına bir açıklama getirmem mümkün olamazdı. Benimlebir derdi olan, sadece yüzüme bakarak dahi anlayabiliyordu nehissettiğimi. Zor bir insan hiç değildim, içimle dışım birbirininmatematiksel eşiti, ve hiçbir teyzeyi otobüs denkliğinde sol tarafaatıp da yalnız bırakmadım. Çünkü onlar yanlarına oturacaklarıbirini illaki bulurlar.”
Rıdvan Gecü, kelimeleri eline alıp hınzır, matrak, edebi bir dille söylemek gerekirseironik cümlelere dönüştürerek bilinç akışı tekniğiniokura fark ettirmeden kullandığı, ismiylehiç de müsemma olmayan bu ilk romanında kurallardan oluşmuş kaleleri mutlak sıfırı bulan bilim insanı edasıyla bir fiskede yıkıyor.Bu nevzuhur anlatımdan herkes payını alıyor.
Yıkılmak istenen hangi kural yazarın elinden kurtulabilir ki?
“Sonradan farkına vardım ki, insanların beni anlamak gibi bir dertleri yoktu. Yoksaanneminne oldu yavrum canını sıkan bir şey mi vargibi yerindesorularına bir açıklama getirmem mümkün olamazdı. Benimlebir derdi olan, sadece yüzüme bakarak dahi anlayabiliyordu nehissettiğimi. Zor bir insan hiç değildim, içimle dışım birbirininmatematiksel eşiti, ve hiçbir teyzeyi otobüs denkliğinde sol tarafaatıp da yalnız bırakmadım. Çünkü onlar yanlarına oturacaklarıbirini illaki bulurlar.”
Rıdvan Gecü, kelimeleri eline alıp hınzır, matrak, edebi bir dille söylemek gerekirseironik cümlelere dönüştürerek bilinç akışı tekniğiniokura fark ettirmeden kullandığı, ismiylehiç de müsemma olmayan bu ilk romanında kurallardan oluşmuş kaleleri mutlak sıfırı bulan bilim insanı edasıyla bir fiskede yıkıyor.Bu nevzuhur anlatımdan herkes payını alıyor.
Yıkılmak istenen hangi kural yazarın elinden kurtulabilir ki?