Sünnet - Vahiy İlişkisi

Stok Kodu:
3990000028805
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
512
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2015-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
3990000028805
452446
Sünnet - Vahiy İlişkisi
Sünnet - Vahiy İlişkisi
27.00

Sünnet; inanç, ibadet, muamelat ve ahlak gibi İslam'ı bütün yönleriyle kuşatan bir anlayışın; vahiy ise, sünneti inşa edici ve belirleyici bir unsur olarak, kaynak ve bağlayıcılık itibariyle 'Kur'an dışı' kategorilerine ayrılmayacak bir bütünlüğün ifadesidir. Bu yaklaşım, sünnetin vahiyle ilişkisinin tabii ve kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. Ancak, sünnet-vahiy ilişkisinin doğasını doğru anlayabilmek, Hz. Peygamber'in Rasulullah olmasıyla beşer olması arasındaki dengeyi doğru kurabilmeyi gerektirmektedir. Peygamberimizin (s.a.) Rasulullah olması, vahyin, etkin ve belirleyici bir unsur olmasını; beşer olması ise, beşerin sahip olduğu cüz'i irade ve aklın ihmal edilmemesini icap ettirmektedir. Bu sebeple Hz. Peygamber'in, kendisine tanınmış olan yetkiler dahilindeki kanaat beyanları, içtihat ve tercihleri, yine bir beşer olması gereği, doğruya isabet kadar hatayı da 'mümkün' kılmaktadır. Bu noktadaki doğru ve yanlış hakkındaki hükmün nihai karar mercii ise vahiydir. İşte vahiy, sünnetteki bu türden kanaat ve içtihatlar karşısında, kimi zaman tashih, kimi zaman da açıktan teyit yahut zımmen takrir suretinde tezahür etmiştir.

Sünnet; inanç, ibadet, muamelat ve ahlak gibi İslam'ı bütün yönleriyle kuşatan bir anlayışın; vahiy ise, sünneti inşa edici ve belirleyici bir unsur olarak, kaynak ve bağlayıcılık itibariyle 'Kur'an dışı' kategorilerine ayrılmayacak bir bütünlüğün ifadesidir. Bu yaklaşım, sünnetin vahiyle ilişkisinin tabii ve kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. Ancak, sünnet-vahiy ilişkisinin doğasını doğru anlayabilmek, Hz. Peygamber'in Rasulullah olmasıyla beşer olması arasındaki dengeyi doğru kurabilmeyi gerektirmektedir. Peygamberimizin (s.a.) Rasulullah olması, vahyin, etkin ve belirleyici bir unsur olmasını; beşer olması ise, beşerin sahip olduğu cüz'i irade ve aklın ihmal edilmemesini icap ettirmektedir. Bu sebeple Hz. Peygamber'in, kendisine tanınmış olan yetkiler dahilindeki kanaat beyanları, içtihat ve tercihleri, yine bir beşer olması gereği, doğruya isabet kadar hatayı da 'mümkün' kılmaktadır. Bu noktadaki doğru ve yanlış hakkındaki hükmün nihai karar mercii ise vahiydir. İşte vahiy, sünnetteki bu türden kanaat ve içtihatlar karşısında, kimi zaman tashih, kimi zaman da açıktan teyit yahut zımmen takrir suretinde tezahür etmiştir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat