Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin hem dinî hem de dünyevî konularda ilim, itikâd, söz, amel ve takrîr/onay şeklindeki tutum ve davranışları olan sünnet; Kur'ân-ı Kerîm gibi vahiydir. Zira Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den sadır olan her şey yüce Yaratıcı'nın onayından geçmiştir; ya bizzat ona vahyedilmiştir, ya ilham edilmiştir, ya da yaptıkları onaylanmıştır; eğer Yüce Yaratıcı'nın muradının aksine bir şey ortaya koyarsa da bizzat O'nun tarafından uyarılmış ve bu tutumu düzeltilmiştir. Vakıa böyle olunca "Sünnet de vahiydir." demekte bir sakınca yoktur. "Sünnet," İslâm dininde hem Kur'ân-ı Kerim ile birlikte, hem de müstakilen/tek başına hüccettir. Ancak sünnetin hüccet olma konusu, neredeyse helal-haram koyma veya yeni şeriat belirleme/teşri' noktasına ulaşabileceği için ancak konusunda uzman olan alimlerin mütalaa edip yorum yapabileceği bir alan hüviyetindedir. Bu eser, şer'i hükümler ve sünnetin teşriî konumu hakkında değerlendirmeler yapan ilmî bir kaynaktır.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin hem dinî hem de dünyevî konularda ilim, itikâd, söz, amel ve takrîr/onay şeklindeki tutum ve davranışları olan sünnet; Kur'ân-ı Kerîm gibi vahiydir. Zira Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den sadır olan her şey yüce Yaratıcı'nın onayından geçmiştir; ya bizzat ona vahyedilmiştir, ya ilham edilmiştir, ya da yaptıkları onaylanmıştır; eğer Yüce Yaratıcı'nın muradının aksine bir şey ortaya koyarsa da bizzat O'nun tarafından uyarılmış ve bu tutumu düzeltilmiştir. Vakıa böyle olunca "Sünnet de vahiydir." demekte bir sakınca yoktur. "Sünnet," İslâm dininde hem Kur'ân-ı Kerim ile birlikte, hem de müstakilen/tek başına hüccettir. Ancak sünnetin hüccet olma konusu, neredeyse helal-haram koyma veya yeni şeriat belirleme/teşri' noktasına ulaşabileceği için ancak konusunda uzman olan alimlerin mütalaa edip yorum yapabileceği bir alan hüviyetindedir. Bu eser, şer'i hükümler ve sünnetin teşriî konumu hakkında değerlendirmeler yapan ilmî bir kaynaktır.
